Bir kız düşünün, sapasağlam ayakları yere basan, cesur ve dürüst. Şaşalı yaşamına rağmen alçak gönüllü. Ne saf ne masum! Çıtkırıldım mı? Asla. Biraz kavgacı, nadiren agresif, azıcık dobra, fazlasıyla zeki... Umut hiçbir zaman ciddi biri olmamıştı. Ta ki Yiğit Şah'a olan hislerine kadar... Bir yıl boyunca sevdiği adamla savaşmıştı. Ne için mi? Sevdasını kabul ettirmek için, gönlünü kazanmak için, özgürce sevebilmek için ve en önemlisi de yaşayabilmek için... Pes etti. Yaşamaktan vazgeçti. Yaralarını saracağı uzun bir yolculuğa çıktı. Peki, bu hikaye böyle mi bitecekti? Kötü sonla biten hikayeden daha da kötüsü, yarım kalmış hikayelerdi. Umut geri döndüğünde hikayesi ne olacaktı? Yarım kalmış hikaye aşkla son bulacak mıydı? Yoksa gurur mu ağır basacaktı? ••• Her iki gözünden de öpüp yavaşça geri çekildim. "Gözden öpmek ayrılık getirirmiş." Gözlerim hafiften dolunca kafamı başka tarafa çevirip güldüm. "Gerçi biz hiçbir zaman bir olmadık ama ayrılık getireceği kesin." Yiğit Şah'ın gözlerine baktım son kez. Gözlerin mi kızardı senin Yiğit Şah? Yoksa benim gözlerim dolduğu için mi yanlış görüyorum? Her zaman olduğu gibi tek bir damla gözyaşı bile dökmeyecektim karşısında. "Senin deyiminle, benim saçmalıklarım burada son buluyor. Kendine iyi bak." Son sözlerimi söyleyip çıktığımda yüreğimdeki ağırlık hafiflemişti. Sonunda lanetimden kurtulmuştum. ACEMİCE YAZDIĞIM İLK HİKAYEM. BAZI DÜŞÜNCELER SİZE UYMAYABİLİR EMİN OLUN BANA DA UYMUYOR:)