02

77 8 0
                                    

Bunlar geçiş bölümleri, haberiniz olsun.

Taehyung'un ağzından, günümüz.

"Taehyung götüreceğin şeyleri hazırlamadın mı hâlâ? Kime diyorum? Yataktan kalkmazsan yeni yurda sadece üzerindeki pijamalarla geleceksin!" diye aşağıdan seslenen Namjoon Hyunga görmeyeceğini bilsem bile gözlerimi devirdim ve homurdandım.

Bugünün yeni yurdumuza yerleşeceğimiz gün olduğunu unutup gece boyunca oyun oynamak benim suçum değildi!

Yine de sürünerek banyoya gidip temizlendikten sonra esnememi biraz durdurabilmiştim.

Saate bakıp üç saatimin olduğunu gördüm ve işe koyuldum.

İlk olarak kıyafetlerimden başlayıp en sevdiklerimi yatağımın üzerine gelişigüzel attım ve kutulara yerleştirdim.

Önemli eşyalarımı ve sevdiğim birkaç şeyi de aldıktan sonra sıra en önemli kısıma gelmişti.

Masamın yanına gelip karman çorman duran tüm kağıt ve defter yığınlarına baktım.

Her birinin içinde duygularımın yazdığı satırların tek bir harfini bile geride bırakamazdım, bu yüzden hepsini toparlayıp küçük bir kutuya yerleştirdim ve işimi sağlama almak için üzerine 'KIRILGANDIR' yazdım.

Her ne kadar sadece önemli olan şeyleri almaya çalışsam da hazırladığım kutuların sayısına bakıp ellerimi belime koydum, sanırım Jungkook'tan yardım alacaktım.

Odamın kapısını açıp "Jungkook-ah, çok acil gelmen lazım!" diye bağırdım. Yoksa bir saate gelmezdi.

"Efendim hyung, ne oldu?" diyerek içeri giren Jungkook'a kutuları gösterdim. "Bana yardım edeceksin değil mi?"

"Aslında etmezdim ama... Kaslı kollarıma dua etmelisin." deyip göz kırptı ve en kenardaki büyük kutuyu eğilip kucakladı.

"Yerde bir kağıt var hyung." dedi kafasıyla masamın altını işaret ederken.

Eğilip kırışık kağıdı ellerimin arasına aldım ve burukça gülümsedim.

"O ne?" diye sordu Jungkook elindeki kutuyu tutmaya devam ederken.

"Şarkı sözleri." dedim ve uzatmadan bunu da kutunun içine ekledim.

İlk fan meeting'de beni zorbalığa uğramaktan kurtaran o kızı ve sözlerini hiçbir zaman unutamayacaktım.
Benden küçük olduğu belliydi ama öylesine cesur, öylesine olgundu ki etkisinden çıkmam uzun zaman almıştı.

Son anda bırakıp gittiği sözler de o anıyı somut bir varlıkta toplamıştı adeta.

İlk zamanlarımın toyluğundan olsa gerek o sırada duygularıma yenik düşmüş üzülmüştüm, şirketin durumu zaten ortadaydı ve büyük emekler sarf ederek debut yapmıştık. Benim yüzümden bir şeyleri başaramamamız kabusum olurdu.

Belki de adını bile bu kağıt sayesinde öğrendiğim Kang Ha-rin olmasaydı aylarım bu konuda düşünüp durmakla ve kendimi yetersiz hissetmekle geçecekti, ama kendinden emin bir şekilde verdiği cevaplarla yıllar sonra bile gülümsememi sağlamıştı işte.

Aslında o günden sonra ona bir çeşit hayranlık beslemiş, aylar boyunca gerek kağıttaki sözler, gerek kendi sözlerini düşünüp durmuştum.

Dediğim gibi, en toy zamanlarımda olduğum için ona bir süper kahraman gözüyle bakmıştım.

"Haydi işe koyulalım." dedikten sonra birlikte kutuları indirdik, kalan eşyaları şirketten birileri hallederdi bu yüzden oturup kahvaltı yapmak en mantıklı şeydi.

euphony ~ kthHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin