2.2

49 8 0
                                    

Ertesi gün uyandığımda saat oldukça erkendi çünkü Taehyung yolumuzun uzun olduğunu söylemişti, önce her zamanki gibi duşa girdim ve çıkıp saçlarımı kuruttum. Zaten artık kısa olduklarından çok zamanımı almıyordu, ardından beyaz pantolonumu ve gömleğimi giyinip üzerine lacivert bir kazak geçirdikten sonra gömleğimin yakalarını düzelttim.
Saçlarım zaten düzlerdi ama diplerinin üzerinden düzleştirici ile geçtim ve makyaj masama oturdum.
Yüzüme renk getirmesi için hafif renkli krem bir allığı yanaklarıma yedirdikten sonra rimel ve dudak nemlendiricimi sürdüm, makyajın yüzümde ağırlık yapmasından nefret ettiğimden gerekmediği sürece asla ten makyajı yapmazdım.

Ne olur ne olmaz yanıma ihtiyacım olan eşyalar ile birlikte yedek kıyafetlerimi de alıp çantamı kapattım.
Taehyung neredeydi acaba? Onu arayıp sorsam iyi olurdu, bu yüzden rehberdeki ismini bulup üzerine tıkladım ve açmasını bekledim.

"Günaydın efendim, aracınız bulunduğunuz konuma çok yakın şu anda umarım uyanıp hazırlanmışsınızdır." dedi neşeli sesiyle.

Kıkırdayıp cevap verdim, "Hazırlandım ve sizi bekliyorum."

"O zaman dışarı çıksanız iyi edersiniz varmak üzereyim çünkü." dedi ve ben onayladıktan sonra aramayı sonlandırdık.
Parfümümü sıkıp kahverengi kabanımı da giyindikten sonra atkımı boynuma doladım ve evden çıktım, kızlar dün gece geç yattıklarından öğlene kadar uyurlardı muhtemelen.
Yola çıktığımda Taehyung'un arabasını çoktan beni bekliyor halde buldum, bir koşu gidip ön koltuğa oturdum ve "Günaydın." deyip ona sarıldım.
"Günaydın." dedi ve ardından kemerimi bağlamamı söyledikten sonra ilerlemeye başladık. Çantamı arka koltuğa attıktan sonra ona döndüm, "Yorgunsan ben kullanabilirim?"
Kafasını iki yana salladı, "Ben kullanırım." ardından elini klimaya atıp arabanın sıcaklığını daha da arttırdı.
Ben de radyoyu açıp çalan şarkıya eşlik etmeye başladım, bir süre sonra o da bana katılınca arabada eğlenceli bir ortam oluşmuştu.
Bir buçuk saat gibi bir süre arabada kaldık, "Niye bu kadar uzakta bir yerde ev aldın?" diye sordum arabadan inerken, "Olay da uzakta olması işte." dedi arabadan inerken, ben de arka koltuktan çantamı alıp karşımdaki iki katlı, ufak bir havuzu ve bahçesi olan müstakil eve baktım.
Taehyung da anahtarıyla kapıyı açtıktan sonra eliyle beni içeri yönlendirdi ve girmemle birlikte etrafı incelemeye başladım, gri ve beyaz tonlarının ağırlıklı olduğu ferah bir ortam vardı. Geniş bir salonun duvarında birkaç gitar asılıydı, ev tahminimin aksine sıcaktı. Kabanımı, atkımı ve çantamı portmantoya bırakıp Taehyung'un arkasından mutfağa girdim.

"Kahvaltı yapmadığını düşünüyorum?" dedi arkasını dönmeden, mırıldanarak onu onayladım. "O zaman bugün şefin ellerinden yiyeceksin." dedi, "Hangi şef?" diye sordum, nefesini dışarı verip başparmağı ile kendini gösterdi, "Ben tabiki."

"Bence ortak çalışalım." dedim kolumdaki tokayla kısa saçlarımı elimden geldiğince toplarken.
O sırada Taehyung gelip beni omuzlarımdan tuttu ve sandalyelerden birine oturttu, "Hayır ben hazırlamak istiyorum."
Her ne kadar ben de yardım edersem daha hızlı olacağımızı bilsem de omuzlarımı silktim, "Siz bilirsiniz şefim."

"Heyecanlı mısın?" diye sordu.

"Hangi konuda?"

"Albümünüzün çıkmasına çok az kaldı. Belli etmiyorsun ama gergin olduğunu anlayabiliyorum." dedi buzdolabından bir şeyler çıkarırken.
Çeneme elimle destek olduktan sonra cevap verdim, "Bilmiyorum, eski havası yok gibi geliyor son zamanlarda. Kızlarla önceki gibi değilim." dedim.

"Aranızda her zaman ufak tefek sorunlar çıkacak illaki, ama durumu toparlamak da sizin elinizde." dedi.
"Bilmiyorum, Aera herkesi bir arada tutmaya çalışıyor ve üzülmemizi istemiyor ama herkes aradaki soğukluğun farkında gibime geliyor. Chi-ha ile kavga ettim, Sun-hee olanlardan sonra herkese karşı mesafeli. Sanki sadece iş için birlikteymişiz gibi..." dedim.

euphony ~ kthHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin