Jisung americanosunu içerken kara kara düşünüyordu. Üstünde ise garip garip bakışlar vardı. Çünkü Jisung kantine asla tek gelmez ve asla böyle sessiz sessiz oturmazdı. O enerji makinesiydi. Okulun enerjisini yüksek tutuyordu.
Jeongin kantine girdiğinde bu garipliği fark etmişti. Etrafa göz attığında tek başına kara kara düşüncelere dalan Jisung'u gördü. Kendine bir meyve suyu alıp hemen yanına ilerledi.
"Selam, hyung!" Diye neşeyle şakıdı.
"Merhaba..." Dedi Jisung ruhsuzca.
Jeongin bu tepkiye karşı hemen konuya dalmaya karar verdi. "Hyung, sen iyi misin? Bu ara biraz garip davranıyorsun gibi."
Jisung daldığı düşünceleri bir kenara bırakarak "Sence sadece ben mi garibim?" Diye sordu. Harin geldiğinden beri herkes bir garipti ona göre. Felix ve Chan sevgili olduklarını açıklamalarına rağmen birbirlerine çok uzaklardı. Changbin depresyona girmiş gibiydi. Hyunjin'in Harin ve Minho'ya bakışlarını fark etmişti. Ayrıca Jeongin ve Seungmin iki en yakın arkadaş olarak aynı kişiden hoşlanmış gibilerdi.
Jeongin derin bir nefes alıp geri verdi. Düşüncelerini teker teker dile dökmeye başladı. "Kusura bakma ama en garipleri sensin gibi. Yani etrafa negatif enerji dağıtıyorsun. Ne zaman Harin'le birlikte dışarı çıkmayı teklif etsek bizi geçiştiriyorsun. Ben Harin'le ilgili bir sorunun olduğunu düşünüyorum."
Jisung kararsızlıkla Jeongin'e baktı. Ona söylemeli miydi? Chan ona inanmamıştı, peki Jeongin inanır mıydı?
Jeongin bu kararsızlığı fark edip "Üstündeki kararsızlığın farkındayım fakat bana istediğini söyleyebilirsin. Sonuçta arkadaşız değil mi? Ne söylersen söyle arkandayım." Dedi inandırıcı gülümsemesiyle.
"Ama... Chan bana inanmamıştı."
Omuzlarını silkti küçük olan. "Ben sana inanırım."
Bu dediklerinin üstüne Jisung her şeyi teker teker anlattı. İnanır mıydı, bilmiyordu ama içini dökmek ona iyi gelmişti. Jeongin onu ilgiyle dinliyor asla sözünü kesmiyordu.
Sonunda Jisung söyleyeceklerini bitirdiğinde sıkıntıyla Jeongin'in konuşmasını bekledi. Terslemesinden çok korkuyordu.
Jeongin biraz düşündükten sonra konuşmaya başladı. "Harin'de bir şeyler olduğunu fark etmiştim zaten. Minho'dan çok seninle ilgileniyor gibiydi. Ne zaman onu görsem sana bakıp sırıtıyordu fakat neden sana böyle bir şey yapmak istiyor ki? Ben senden hoşlandığını düşünüyordum."
Jisung psikopatça sırıttı. "O mu benden hoşlanacak? O benden kesinlikle nefret ediyor!"
"Okuduğum kitaplarda böyle kişiler genellikle psikopat aşıklar oluyor." Dedi ve meyve suyundan bir yudum aldı Jeongin.
Jisung gözlerini devirdi. "Çok fazla kitap okuyorsun Jeongin. Saçma saçma şeyler kurma aklında."
Jeongin kitap okumasına laf edilince sinirlendi ve konuyu değiştirdi. "Bence Chan hyungun sana inanmama nedeni onunla yakın arkadaş olmaları."
Jisung şaşkınca "Ne?" Diye sayıkladı. "Sen bunu nereden biliyorsun?"
Jeongin omuzunu silkerek "Kampa gittiğinde sürekli görüntülü konuşuyorduk. Hatta bana gördüğü tilkiyi anlatıp sana benziyor diye tutturmuştu. Harin'le de orada tanıştılar. Araları baya iyiydi oradayken." Dedi.
Jisung gözlerini kısarak Jeongin'e baktı. "Chan hyungla biraz fazla yakın değil misin?"
Jeongin sinirle kaşlarını çattı. "Sadece iyi anlaşıyoruz, hyung! Başka yerlere çekme." Dedi sertçe.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
On track °Skz° ✓
FanfictionÇektikleri kısa film akradaşlıklarına mâl olmuştu On Track ve B me'nin birleşiminden Shipler; Minsung, Changlix, Jeongchan, Hyunmin