~💚~

1.1K 133 24
                                    

Odadan çıktığında rahat bir nefes verdi Seungmin. Sonunda kısa filmi teslim etmişlerdi. Şimdi sadece beklemek kalmıştı.

"Gerçekten sonuçlar açıklanana kadar bekleyecek misin?" Diye sordu Chan Seungmin'i omzunun altına alırken.

"O günü bekleyeceğim ve son dakikalarda da izlemeye başlayacağız. Sonucu da hep birlikte öğrenmiş olacağız. Hem artık kazanmak benim için önemli değil. Yanımda siz olun yeter." Dedi ve omuzlarını silkti Seungmin.

Birlikte okulun dışına çıktıktan sonra çardakta arkadaşlarını aradılar ama kimse ortada yoktu. Chan'ın kaşları çatılırken Seungmin'e baktı. "Burada olacaklarını söylememişler miydi?"

Seungmin kafasını sallayıp "Garip." Diye mırıldandı. Bu sırada arkasından ona sarılan beden ile donakalmıştı. Chan hemen kolunu çekmiş ve karşısındaki görüntüye gülümsemişti.

Hyunjin hyunguna kötü bir bakış atarken "Chan hyung sana ahtapot gibi yapışmasaydı bunu daha önce yapacaktım." Diye söylendi. Sonra sevgilisinin yanağına bir öpücük kondurdu. Seungmin bu minik öpücük ile kaskatı kesilirken yardım istercesine hyunguna baktı. Hyungu ise sırıtıp omuz silkmek ile yetindi.

Bu sırada diğerleri de yanlarına normal bir şekilde geldi. "Bu şey değil mi ya, hetero Hyunjin?" Dedi dalga geçercesine Minho.

Jisung gözlerini devirip sevgilisinin koluna vurdu. "İlk kendine bak mal."

Minho hemen üzgün bir yüz ifadesi yapıp vurulan kolunu tutmuştu. "Millet sevgilisine aşkım, çiceğim, böceğim der benimki bana mal, öküz, gerizekalı diyor."

Sırıtıp omuzlarını silkti Jisung. "Beğenmiyorsan git."

Minho hemen yüz ifadesini düzeltip sevgilisini kolunun altına aldı ve yanakları ile oynamaya başladı. "Ne münasebet aşkım ben böyle sevdim seni."

Biraz oynamaktan zarar gelmeyeceğini düşünerek dudaklarını büzdü Jisung. "Ya tamam ben anladım seni." Dedikten sonra hızlı hızlı yürümeye başladı.

Minho dilini dişlerinin üzerinde gezdirdikten sonra diğerlerine "Regl de o yüzden böyle yapıyor." Dedi ve koşarak Jisung'a ulaştı.

Jisung'u kolunun altına alıp durdurduktan sonra şirinlik yaparak "Sevgilim ama hani beni çok seviyordun sen? Böyle oluyor mu hiç?" Diye sordu.

Gözlerini kıstı Jisung. Bira geri çekilip sertçe cevap vermeye çalıştı. "Sevgimden mi şüphe ediyorsun yoksa? Bunu sorgulayacak son kişisin bence."

Minho'nun anında yüzü asılırken "Niye öyle dedin ki şimdi?" Diye sordu.

"Haksız mıyım? Asıl benim sorgulamam gerekiyor hatta. Beni gerçekten seviyor musun Minho?" Cümlelerini sıralarken kendini gülmemek için sıkıyordu Jisung.

Minho anındq gözlerini büyütürken sevdiği bedene biraz yaklaştı. "Bu nasıl soru Jisung? Ben seni her şeyden çok sevdiğimi söylüyorum zaten. Bana inanmıyor musun yoksa?"

"Ama Harin'e hiç bana davrandığın gibi davranmıyordun. Sence de böyle düşünmem doğru değil mi?" Böyle dedikten sonra pisman olmuştu Jisung. Minho'nun gözleri dolmuştu. Bu kadar etkileneceğini düşünmemişti.

Dudakları titrerken konuşmaya başladı Minho. "Bak ben Harin'i gerçekten sevmiyordum ki bu hal ve hareketlerimden de anlaşılabilirdi. Ben senin yanında evimde gibi hissediyordum ama onun yanında mükemmelliyete ulaşmaya çalışıyordum. Senin yanında kendimken onun yanında başka birine dönüşüyordum. Oysaki sevdiğin kişiyi kendi benliğin ile sevmelisin değil mi? Eğer Harin'le sevgili olsaydım bir sorunum olduğunda ona gitmek yerine yine sana gelirdim. Çünkü bana farklı hissettiriyorsun. Herkesten her şeyden farklı... Ve ben bu hissi çok seviyorum."

On track °Skz° ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin