İki hafta hepsi için uzun bir şekilde geçmiş sonunda da o mucizevi güne denk gelmişlerdi. Yaptıkları şey için Chan Seungmin'den daha fazla heyecanlıydı. Nerdeyse çoğu şeyi o üstlenmişti ve mükemmel olmasını istiyordu. Elleri titriyor sonuçları düşündükçe kalbi deli gibi atıyordu.
Ellerinde başka bir el hissedince hemen bakışlarını oraya çevirdi. "Sakin ol hyung. Ben senin bunu güzel bir şekilde sonlandırdığına adım gibi eminim."
Sevgilisine gergin bir gülümseme yollayıp kafasını omzuna yasladı. Düşündükleri şeyin güzel olduğunu biliyordu ama önemli olan düşündüklerini doğru yansıtabilmesiydi. Seungmin bu konuda ona güçlü bir nutuk çekmişti ama yine de kendine güvenemiyordu.
Araba durduğunda olduğu yerde silkelenip gergince bir nefes verdi. O yarışmadan çok arkadaşlarının tepkisi daha önemliydi. Umarım beğenirlerdi.
Minho dev ekrana şaşkınca bakarken "Oha bunu nasıl yaptırdınız?" Diye sordu.
Seungmin omuzlarını silkerek "Burası normalde açık hava sineması için kullanılıyordu. Biraz cebimizden gitti ama bence buna değer." Dedi. Bu sırada kocaman gülümsüyordu.
Chan arabadan bilgisayarı çıkartıp Seungmin'e uzattığında, Seungmin hemen sahnenin arka tarafına gitti. Bu sırada diğerleri arabanın her hangi bir yerine oturmaya başlamıştı. Sahne bir anda aydınlandığında herkes o tarafa döndü. Mavi bir ekranda kocaman bir şekilde B Me yazıyordu. Altında da çocukların ismi teker teker vardı.
Felix gözlerini parıldatıp ekrana bakarken "Yaa, biz de mi varız içinde?" Dedi.
"Sadece bekleyin." Diye mırıldandı Chan. Böylece her kez pür dikkat ekrana döndüler.
Video oynatılmaya başladığında Seungmin hemen arkadan koşturarak geldi ve arabanın ön taraflarında bir yere oturdu. Tam bu sırada da film başlamıştı.
Küçük Chris'in büyüme filmine hoş geldiniz!
Herkesten bir alkış tufanı koptuğunda utanmıştı Chan. Umarım bu işkence hemen biter diye düşünüyordu. Ekranda kendinin küçüklük fotoğrafları vardı ve bunları görmek bile onu zorluyordu.
Chris Avustralya'da yaşarken sade bir hayatı vardı. Bir kaç arkadaşı ve mutlu bir ailesi vardı. Dahası dersleri de gayet iyiydi fakat o zamanlar kalbinde eksik olan yedi parça vardı ve nasıl dolduracağını bilmiyordu.
"Aww duygulandım!" Ekranda oluşan sekiz kırığı gördüğünde elini kalbinin üstüne koymuştu hemen Hyunjin.
Bir gün ailesinin işi yüzünden Kore'ye taşınmak zorunda kaldı ve aslında hayatı burada başladı. Kendine yeni bir sayfa açmak yerine yeni bir defter almıştı eline. Çünkü burayı bu deftere bile zor sığdırırdı. İlk sayfalarını buradaki ilk arkadaşı için kullandı. Sayfanın başında kocaman harflerle 'Sincap komşum Han Jisung' yazıyordu.
"Oha bir dakika! Bu fotoğraflar ne!? Tanrım!" Jisung haykırmaya başlayınca herkes kıkırdamıştı. Aktör çocuklar filme girince herkes susmuş ve tekrar odaklanmıştı.
Oraya ilk taşındıklarında Jisung'un kurabiye getirmesi ile tanışmışlardı. İtiraf etmeliydi ki kurabiyeler berbattı ama Chris bu küçük sincabı kırmak istememişti.
"Şu an kırdın ama!"
"Sus ve izle."
Sincap çocuğu çok severdi Chris. İkisi de birbirine fazlaca değer verirdi aslında. Jisung'un psikolojik sorunları çıktığında arkasından ne kadar ağladığını ve onu mutlu görmek istediği için sahte de olsa kocaman gülümsediğini hatırlıyordu. Chris'in oradaki ilk doğum gününü kutlayamayınca birlikte bunun için ağladıkları anlar gelince küçük bir tebessüm oluşuyordu yüzünde. Böylece kalbinin ilk odacığı dolmuş oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
On track °Skz° ✓
FanfictionÇektikleri kısa film akradaşlıklarına mâl olmuştu On Track ve B me'nin birleşiminden Shipler; Minsung, Changlix, Jeongchan, Hyunmin