Uzun ve yorucu bir günün sonunda hep birlikte bir kafeye gidip bir şeyler içme kararı aldılar. Minho ve Jisung ikilisi aynı anda "Ice americano" dediklerinde ortamda bir kıkırtı oluşsa da kimse bir şey demedi.
Herkes sırayla siparişlerini verdikten sonra bir sessizlik oluştu. Yanlarında alışılmışın dışında Harin de vardı ve Jisung bu durumdan çok rahatsızdı. Hyunjin ve Minho'nun arasına oturmuş ara sıra çaktırmadan Jisung'a sırıtıyordu. Jisung bütün gün olanlara göz yummuşken buna da göz yummalıydı.
Minho ise gün boyunca Harin'in yanında olmanın tadını çıkarmıştı. Harin'e hayran olmamak elde değildi. Hem güzeldi hem de parasıyla övünmek yerine onu güzel yerlere harcıyordu. En çokta onun bu özelliğini seviyordu Minho. İyi insanlara hep bir zaafı olmuştu. Tıpkı Jisung'a olduğu gibi.
İçecekleri geldiğinde Jisung hızla içeceğini kaptı ve içmeye başladı. Ne kadar hızlı bitirirse o kadar hızlı kurtulurdu bu ortamdan. Minho, Jisung'un bu davranışına gülümseyerek "Yavaş iç Sungie~ Boğulacaksın." Dedi.
Minho'dan ismini tatlı bir şekilde duymak her seferinde kalbini hızlandırmaya yetiyordu. Eğer konuşmaya çalışırsa kekeleyeceğini bildiğinden içeceğini masanın üstüne bırakıp soluklandı.
Bu sırada Harin onu dikkatlice izliyordu. Yanılmamıştı. Jisung, Minho'dan hoşlanıyordu. Hatta belki de daha fazlasıydı. Sinsice gülümsedi. Jisung'un dünyasını başına yıkacaktı.
Minho'nun bakışları Harin'e döndüğünde Harin hemen kendini toparladı ve Minho'ya flörtöz bir şekilde gülümsedi. Bu da Minho'nun yüzünde güller açması için yeterli bir sebepti.
Seungmin gülümseyerek konuşmaya başlayınca herkes ona döndü. "Kayıt ettiğimiz görüntüler çok güzel oldu. Teşekkür ederim. Lütfen böyle devam edelim."
Harin herkese gösterdiği melek yüzünü ortaya çıkartarak "Ne demek, benim için bir zevkti." Dedi. Masadaki herkes ona teşekkür eden bakışlarla bakarken Jisung ona öldürücü bakışlar yolluyordu.
Harin, Jisung'un bakışlarını fark ettiğinde üzgün bir yüz ifadesi yapıp "Sanırım Jisung benden hoşlanmadı." Diye mırıldandı.
Chan, Jisung'a bir dirsek attığında sahte bir şekilde gülümseyerek "Aksine senden memnun kaldım. Çok güzel rol yapıyorsun." Dedi imalı bir şekilde.
Harin'in yüzü bir anlığına sinirden gerilse de yüzünü hemen toplayıp "Ben bir lavaboya gidip geliyorum." Dedi ve masadan kalktı.
Harin'in uzaklaşmasıyla Seungmin "Bu tavırlar neydi?" Diye sordu.
Jisung omuzlarını silkti. Hak edene hak ettiği muamele diye geçidi içinden. Ama bunu arkadaşlarına söyleyemezdi. Arkadaşlarından hemen uzaklaşmak istemiyordu.
Minho derin bir nefes alarak "Seni üzmek istemiyorum ama davranışlarına dikkat eder misin? Harin'i çok seviyorum ve benden uzaklaşmasını istemiyorum." Dedi.
Jisung hüzünle gülümsedi. Çoktan kabetmişti bile. Oyunun en başında herkes onun tarafındaydı ve Jisung herkese karşı tekti. Hızla oturduğu yerden kalktı ve içeceğinin parasını masaya bıraktı. Bu sırada Harin gelmişti.
"Bu seferlik sen kazandın." Dedikten sonra hemen kafeden uzaklaştı. Daha fazla bu yerde hava alamazdı.
Ezbere bildiği hastanenin yolunu tutarken olanları düşünüyordu. Minho bir anda ona aşık olmuş olamazdı. Harin ortaya daha önceden çıkmış olmalıydı ama ne zaman? İşte bunun cevabı yoktu.
Hastaneye vardığında yoğun bakıma ilerleyerek kardeşinin yerini buldu. Camdan içeriyi süzmeye başladı. Uzun zamandır buradaydı kardeşi. Yüzü beyazlamış ve kilo vermişti. Bunu görünce Jisung'un aklına küçük bir anıları geldi. İkisi birlikte diyet yaparken kim daha hızlı kilo verecek yarışması yaparlardı.
"Sen daha hızlı verdin Jae. Umarım mutludursun."
Doktoruna haber verdikten sonra gerekli şeyleri giyip içeri girdi. Kardeşinin elini sıkıca kavradığında bir kaç göz yaşına engel olamadı. "Yine oluyor Jae. Yine kaybediyorum her şeyimi. Şu an sana o kadar ihtiyacım var ki..."
Göz yaşları daha da çoğaldığında duraksadı. İç çektikten sonra konuşmaya devam etti. "Arkadaşlarım coktan onun etki alanına girmiş, ne yapacağım ben Jae? Bana yardım et. Sen her zaman zor zamanlarımda yanımda olup bana yardım ederdin. Şimdi de zor durumdayım lütfen geri gel." İç çekmeleri daha da çoğaldı.
Bur anda gülümsemeye başladı. "Minho bana seni birlikte hastaneden çıkartacağımıza söz verdi biliyor musun?"
Histerik bir kahkaha attı. "Sence çıkarabilir mi? Bence bu gidişle hayır." Dediğinde yüzündeki hüzünlü gülümseme soldu.
"Eğer onu da buraya sokarsa söz veriyorum arkanızdan ben de geleceğim. O pisliğin sizde açtığı yaraları bir bir saracağım." Dedi ve kardeşinin serçe parmağını kavradı. "En iyi kardeş sözü."
Tam bu sırada mucizevi bir şey oldu. Kardeşi konuşmuştu! Tam net duyulmasa da Jisung ne dediğini anlamıştı. "Minho hyung kurtulacak, en iyi kardeş sözü..."
Hızla doktorları çağırmak için olan butona bastı. Bu sefer gözlerinden mutluluk göz yaşları dökülüyordu. Aylar sonra kardeşinin sesini ilk defa duymuştu. Çok özlemişim diye geçirdi içinden.
Doktorlar tarafından odadan cıkartıldıktan sonra uzun bir süre yere gülümseyerek baktı. Bu sırada onu saran kolları hissetti. "Sana söylediklerim için özür dilerim."
Jisung şimdi daha çok gülümsüyordu. Hala bir umut vardı. "K-k-kardeşim konuştu."
Minho biraz geri çekilip "Ne?" Diye mırıldandı.
Jisung ise sevinçle bağırarak "Kardeşim konuştu diyorum sana!" Dedi ve Minho'ya daha sıkı bir şekilde sarıldı.
Minho duyduğu kelimelerle kocaman gülümsedi. O da çok özlemişti Jae'yi. Ne kadar Minho'yu hep sinir etse de sevdiğini fark ediyordu Jae'yi.
Jae abisini korumayı çok severdi. Jisung'un Minho'ya bakışlarını fark ettiğinde ise onu gözetmeye başlamıştı. Fakat Minho'nun Jisung'a bakışlarıyla Jisung'un Jae'ye bakışları aynıydı. Bu yüzden her seferinde Minho'yla uğraşmaktan çekinmemişti.
Minho yine Jisung'u kendinden biraz uzaklaştırıp göz yaşlarını sildi. "Her şey güzel olacak." Diye mırıldandı istemeden.
Jisung ise içten bir şekilde "Umarım." Demekle yetinmişti.
~~~
Saçmalıyormuşum gibi geliyor umarım öyle değildir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
On track °Skz° ✓
FanfictionÇektikleri kısa film akradaşlıklarına mâl olmuştu On Track ve B me'nin birleşiminden Shipler; Minsung, Changlix, Jeongchan, Hyunmin