~💚~

1.8K 189 113
                                    

Changbin elinde kendi imzası bulunduğu basketbol topuyla üstünü değiştirmek için soyunma odasına ilerliyordu. Birazdan beden eğitimi dersleri başlayacaktı ve o basketbol oynamak istiyordu.

İlk başta boyu yüzünden ön yargılara maruz kalsa da hocaları ondaki ışığı görmüş ve okulun takımına eklemişti. Biraz nefret alsa da en sonunda herkes onun başarısına inanmıştı.

Tam içeri girecek iken soyunma odasından gelen seslerle olduğu yere çakıldı. Bu kalın sesi nerede olsa tanırdı.

"Chan, ben artık saklamaktan yoruldum. Gidip söyleyelim işte. En fazla ne kadar tepki alabiliriz ki?"

Changbin insanları dinlemenin ne kadar yanlış bir şey olduğunu biliyordu ama yine de vicdanını dinlemek yerine olduğu yerde arkadaşlarını dinlemeye devam etti.

"Söyleyeceğiz ama bana biraz daha zaman ver. Sanki her şey kötüye gidecekmiş gibi hissediyorum."

"Saçmalama sevgilim. Onlar bizim arkadaşlarımız. Eminim anlayışla karşılayacaklardır."

Bu Changbin'in duyduğu son sözler olmuştu. Sevgilim sözcüğünü duyduğunda elindeki top yavaşça yere kaymış ve büyük bir sese neden olmuştu.

Yakalanmamak için koşarak oradan uzaklaşsada atladığı bir şey vardı. İmzalı topunu orada unutmuştu.

Top sesini duyan Felix ise hızla dışarı çıkmış ve karşısındaki topu eline almıştı. Bu imzayı nerede olsa tanırdı. Her gördüğünde ona 'Bu imza ne işe yaracak?' diye sorardı. Bu işe yarayacağını hiç düşünmemişti.

~~~

Changbin gruptan gelen mesajla olduğu yerde titredi. Topu orada unuttuğunun farkındaydı ve her şey için çok geçti. Hızla gruptan gelen mesaja baktı.

Chan hyung: Size önemli bir şey söylemem gerekiyor, hemen çardakta toplanın.

Yüzünde buruk bir gülümseme oluştu. Niye kendini kötü hissediyordu ki? Onlar sadece arkadaşlarıydı sonuçta.

Bu düşüncesini onaylayarak hemen köşesine sindiği sıradan kalktı. Tanıdık çardak görüş açısına girdiğinde hızla oraya ilerledi. Daha hiç kimse gelmemişti bile. Sadece o, Felix ve Chan vardı.

Felix elindeki topu Changbin'e doğru uzatınca, Changbin utanarak topu aldı. "Üzgünüm ben... Konuşmanızı dinledim. Yapmam gerekirdi."

Felix kocaman gülümseyerek "Sorun değil." Dedi. Bir kolunu Changbin'in omzuna attı ve Chan'a dönerek 'sana demiştim.' bakışları attı.

Bu sırada diğerleri de yavaş birikmişlerdi. Sonunda herkes toplandığında çardağa yerleştiler.

Felix konuşmayı Chan'ın başlatmayacağını bildiğinden o başladı. "Lafı çok dolandırmayacağım. Bizim size söylemek istediğimiz şey Chan ile sevgili olmamız." Dedi ve kocaman gülümsedi.

O sırada herkes birbirine bakmaya başladı. Kimse böyle bir şey beklemiyordu. Çünkü herkes Felix'in Changbin'den hoşlandığını sanıyordu.

İlk tepki Hyunjin'den gelmişti. "Gerçekten mi? Ama ben şey sanıyordum..."

Chan merakla "Ney?" Diye sordu.

Hyunjin'in bakışları Changbin'e kaydı. Gözlerine baktığında çektiği acıyı net bir şekilde görebiliyordu. "Boş ver. Size mutluluklar dilerim hyung."

Chan'ın bakışları da Changbin'e kayınca Changbin hızla olduğu yerden kalktı. "B-benim gitmem gerekiyor."

"Nereye?"

On track °Skz° ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin