Sonunda çekim zamanı geldiğinde bir kişi hariç herkes çok heyecanlıydı. Jisung sadece çekimlerin hemen bitmesini ve eve gidip yatağının içinde biraz daha ağlamayı istiyordu. Tabi her istediğimiz anında olmuyordu.
Bu sırada Felix ise Changbin'i gözlemliyordu. Changbin ne kadar Chan'ı sevmediğini söylese bile ona inanmıyordu. Changbin onun üstündeki bakışların farkındaydı ve bu yüzden kendini çok fazla germişti. Chan'ın 1 metre yanına bile yaklaşmıyordu.
Minho ve Hyunjin kuşkusuz en heyecanlı kişilerdi. Hyunjin, oyunculuğunun mutluluğunu yaşarken Minho, sevdiği kişiye yaklaşabileceği için mutluydu.
Seungmin her şeyi tekrardan kontrol etmeye başlamıştı. Ona göre her şey kusursuz olmalıydı. Gözleriyle herkesi son kez süzdü. Harin hala çekimlere gelmemişti. Sıkıntıyla nefesini verdi.
"Beklettiğim için özür dilerim. Küçük bir işim vardı da." Herkese göz gezdirdikten sonra Jisung'a alaycı bir bakış attı. Jisung ise gerginlikle nefesini verdi. Arkadaşlarının yakınına yaklaşmasını bile istemiyordu.
Felix klaket ile ortaya çıkıp "On Track Çekim 1!" Diye bağırdığında çekimler başladı. Chan mikrafonu tutuyor, Jisung ise ışığı kontrol ediyordu. Jeongin'in çekimlerine daha başlamadıkları için o kendi bölümlerine çalışıyordu. Changbin ise getirgötür yapıyordu.
Harin rolü gereği Hyunjin ve Minho'nun arasına girdiğinde Jisung ışığı gözüne sokmamak için kendini zor tutuyordu. Kendini zor tutan tek kişi Jisung değildi. Seungmin içinden 'İyiki Hyunjin ana karakter olmamış' diye geçirmeden edememişti.
Bir kaç çekimden sonra ara verilmiş herkes rahat bir nefes almıştı. Chan kenarda oturup repliklere çalışan Jeongin'e dogru yürüdü. Aslında sevgilisinin yanına gitmek istiyordu ama o meşgul gibi görünüyordu.
"Nasılsın Jeongin?" Chan için Jeongin diğerlerinden biraz daha farklıydı. Ne kadar inkar etse de ona özel bir ilgi besliyordu.
"İyiyim hyung. Sen?" Jeongin'in yüzünü kocaman gülümsemesi esir almıştı.
Chan "İyi gibiyim." Deyince Jeongin'in bakışları Felix'e kaydı.
Bütün dürüstlüğüyle "Felix hyung çok şanslı." Dedi.
Chan şaşkınlıkla "Efendim?" Diye sordu.
Jeongin içinden geleni hızla söylemeye başladı. "Yani senin gibi bir sevgilim olmasını çok isterdim. İyi kalplisin, bir sorunumuz olsa ilk sen koşuyorsun, aynı zamanda da yakışıklısın. Daha ne isteyebilirdim ki. Bu yüzden Felix hyung çok şanslı."
Chan küçüğe karşı tatlı bir gülümseme bahşetti. "Umarım benim gibi birini bulursun. Bulamazsan da bana gelirsin artık." Son cümlesini neden söylediğini bilmiyordu ama söylerken mantıklı gelmişti.
Jeongin gözlerini büyüterek "İkimizi birden mi yürüteceksin hyung!" Deyince Chan yanlış anlamayı düzeltmek için küçük bir kahkaha patlattı.
"Şaka yapıyorum, Jeongin. Kimseye ihanet etme gibi bir niyetim yok."
Sessizlik oluştuğunda ikisi de etrafı izlemeye başladı. Chan'ın gözleri yine Felix'e kaydı. Sevgili olduklarını söylediklerinden beri Felix diğerlerinin yanında ondan uzak duruyordu. Oysaki böyle daha yakın olabileceklerini düşünmüştü.
Jeongin, Chan'ın üzgün bakışlarını fark ettiğinde "Hyung gerçekten iyi misin?" Diye sormadan edemedi.
Chan kafasını ellerinin içine alarak "Bilmiyorum. Felix kasten benden uzak duruyormuş gibi geliyor." Dedi.
Jeongin de Chan'ın baktığı yöne baktığında Felix'in Changbin'i gözetlediğini fark etti. "Belki de bir sıkıntısı vardır. O yüzden uzak duruyordur."
"Hiçbir fikrim yok."
Jeongin elini Chan'ın omzuna koyup gülümsedi. "Merak etme hyung. Felix hyungun eminim bir bildiği vardır."
Chan de kocaman gülümsedi. "Teşekkür ederim." Bu sırada yanlarına Hyunjin ve Minho geldi.
Hyunjin, Jeongin'i kolunun altına alarak yanına oturdu. "Kimin dedikodusunu yapıyorsunuz bakalım?"
Jeongin ise bu soruya gülümseyerek karşılık verdi. "Senin ne kadar harika oynadığından bahsediyorduk hyung." Hyunjin'in övülmeyi sevdiğini biliyordu. Gururlu gülümsemesi ise bu düşünceyi destekliyordu.
Minho alaya alırcasına "Öyle mi? Peki ben nasıldım?" Dediğinde Jeongin yüzünü buruşturdu.
"Seni küçük velet!" Minho, Jeongin'e saldırmaya kalktığında Hyunjin onu arkasına alarak "Bir numaralı hayranımdan uzak dur!" Dedi.
Jeongin hayretle "Bir numaralı hayran mı?" Diye sordu. Hyunjin ise hızla kafasını salladı. "Seni hayran klübümün başkanı olarak kabul ediyorum bundan sonra."
Jeongin kaşlarını çatarak "Ben senin hayranın değilim hyung!" Dedi. Bunu öyle bir ciddiyetle söylemişti ki o soğuk hava her yerden hissedilirdi. Seungmin'in onu yanlış anlamasını istemiyordu sadece.
Hyunjin yüzünü buruşturup "Aman zorla tutan yok." Diyerek Jeongin'den uzaklaştı.
Bu sırada Minho Chan'in gülümseyerek onları izleyen suratını inceliyordu. Minho herkesden farklı olarak Chan ile Jeongin'in sevgili olacağını düşünüyordu. Aralarındaki çekimi hissediyordu ve garip olan ise bu çekim hala vardı.
Hyunjin'le Jeongin'in atışmasını fırsat bilerek "Hyung sence Jeongin nasıl biri?" Diye sordu.
Chan şaşırmış olsa da hemen cevabını sıraladı. "İnce düşünceli biri, bir şey yapacağı zaman ayrıntılı düşünüyor. Bize bolca değer verdiğini hissediyorum. Gülümsemesi ise bulaşıcı, ister istemez gülümsüyorsun. Öyle bir his ki sanki bütün organlarım gülümsüyormuş gibi hissediyorum. Ne kadar olgunlaştığını bilsem de onu bebeğimmiş gibi sevmeden duramıyorum. Da sen niye böyle bir şey sordun?"
Minho cevabını aldığı için gülümsemiş ve "Bir şey yok hyung." Demişti. Aklından ise 'Jeongin'den hoşlanıyorken nasıl Felix'le çıkıyor olabilir ki?' Diye geçiriyordu.
Bu düşünceyi hemen aklından sildi. Belki de yanlış anlamış olmalıydı ama yine de bir şeyler yanlış gibiydi.
~~~
Bok gibi bir bölümdü ve kısa oldu biliyorum.
Neyse devamke
Üç tane konu daha var elimde belki bir ara paylaşırım :D excitement'den umutlarım büyük
ŞİMDİ OKUDUĞUN
On track °Skz° ✓
FanfictionÇektikleri kısa film akradaşlıklarına mâl olmuştu On Track ve B me'nin birleşiminden Shipler; Minsung, Changlix, Jeongchan, Hyunmin