Elindeki filmle öylece bakışıyordu Felix. Ne göreceğini hiçbir şekilde bilmiyordu. Üstünde B me yazan yeri okşadı usulca. Derin bir nefes verdi ve film şeridini dikkatlice yerinden çıkardı. Işığa tutup ne olduğunu anlamaya çalışırken duraksadı.
Bunlar kendisi miydi? Her halinden küçük bir eser vardı sanki. Saçlarını turuncuya boyadığı zamanı gördüğünde küçük bir gülümseme sundu. Biraz daha ilerlediğinde bir şey fark etti.
Aman tanrım! Benden tanıştığımız ilk andan beri etkileniyor muydu?
Tanıştıkları ilk günü çok iyi hatırlıyordu Felix. Avustralya'dan geldiklerinde taşındıkları mahallede minik bir civciv görmüştü. Daha 15 yaşına yeni girdiği zamanlardı. Civcivi almış etrafına bakarken bir çocuğun ona doğru elinde kamerasıyla yaklaştığını fark etmişti.
"Çekimlerden kaçamazsın seni küçük şeytan!" Deyip Felix'in tam önünde durduğunda güldü Felix. "Bu mu küçük şeytan?"
"Sana karşı değil anlaşılan." Dedikten sonra ellerindeki küçük civcivi işaret etti. Sonra tereddüt etmeden konuşmaya devam etti. "Ben Changbin. Sen de çekimlere katılmak ister misin?"
"Ben de Felix ve katılmaktan memnun olurum!"
Hatırladıklarıyla küçük bir gülümseme bağış etti. Bu sırada telefonuna bildirim gelmesiyle biraz duraksadı. Telefonunu eline alıp hemen kontrol etti.
Kim Harin:
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Sevgilin sinirli görünüyor değil mi? Benim hatam eski sevgilin demeliydim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Şimdi seç bakalım; Eski sevgilin mi? Yoksa en başından beri sana aşık olan kişi mi?
~~~
Son bir haftadır yaptığı gibi yine kaykayını almış kulaklıları kulağındaydı. Bir nevi kafasındaki sesleri durdurmaya çalışıyordu. Fazlasıyla sinirliydi ama bu siniri Felix'e değildi. İlk olarak kendinden nefret ediyordu. Artık kendini sevilemeyecek bir insan gibi görüyordu. Sonrasında ise Changbin'e sinirleniyordu. Bütün mutluluğunu çaldığı için ondan ölümüne nefret ettiğini düşünüyordu. Belki de sadece kendini avutuyordu.
