~🧡~

1.5K 186 74
                                    

Herkes futbol için sahaya toplanmıştı. Jeongin'in üstünde büyük bir endişe vardı. Minho, Hyunjin'in Harin'den hoşlandığını anlamıştı ve her fırsatta ona laf sokuyordu. Aynı zamanda üstünde bir gerginlik var gibiydi. Gerçi, kimde yoktu ki?

"Ben kaleye geçiyorum!" Diye bağırdı Hyunjin.

Chan yere düşüp gülmeye başladığında Felix de onun üstüne atladı. Tabi bunun devamı da geliyordu. Üstlerindeki gergin havaya rağmen hala birlikte eğlenebiliyorlardı. Sonuçta yıllarını verdikleri bir dostlukları vardı.

Gülüşme bittiğinde şut atmaya karar vermişlerdi. Herkes sırayla şut atarken Hyunjin kaleden ayrılmamıştı.

Minho'nun biraz sert attığının herkes farkındaydı ama kimse hesap sormaya yeltenmiyordu. Çünkü Minho ona dokunursanız vuracakmış gibi bakıyordu.

En son yine Minho'ya geldiğinde Minho diğer seferlerden daha kuvvetli bir şekilde topa vurdu ve Hyunjin topa engel olamayıp yere düştü. Minho dudaklarını yalayarak yavaşça uzaklaşırken arkasından ters ters bakan bir Hyunjin bırakmıştı.

Seungmin uzunca bu görüntüyü izledikten sonra Hyunjin'e doğru ilerlemeye başladı. Fakat bir anda Hyunjin'e uzatılan el ile duraksadı. Bu Jeongin'di. Ayakları geri geri adımlarken bir anda koşmaya başladı. Hayal kırıklığına uğramış gibiydi. Kıskanmadan edemiyordu. Kurgunun etkisi diye düşündü. Evet kesinlikle bunun yüzündendi. Yoksa o Jeongin'e kendinden daha çok güveniyordu.

Bu sırada gökyüzünü seyreden ikili uzun bir süre öylece düşüncelere dalmışlardı. "Ben özür dilerim." Diye mırıldandı Hyunjin.

Çok sessiz olsa da Jeongin onu duymuştu. Yüzünde küçük bir gülümseme oluşmasına engel olamadı. "Sorun değil hyung."

"Sana bir şey itiraf etmeliyim." Dedi Hyunjin. Birine söylemeliydi artık. Kendi vicdanına kalırsa çoktan kendini öldürmüş olurdu çünkü.

Jeongin ilgiyle ona baktığında konuşmaya başladı. "Bunu nasıl söylemeliyim bilmiyorum. Sanırım.. Harin'den hoşlanıyorum." Sonlara doğru sesi kısılsa da sonunda birine söyleyebilmişti.

Jeongin ne diyeceğini bilemedi ilk önce. Bir süre yerle bakıştıktan sonra kafasını kaldırıp sahte gülümsemesini yüzüne yerleştirdi. "Olabilir hyung. Kimi seveceğini seçemezsin sonuçta. Seni anlayabiliyorum."

Hyunjin şaşkınlıkla gözlerini büyüttü. "Yoksa senin de mi hoşlandığın biri var? Kim?"

Söylediklerinin çok başka yere gittiğini anlayan Jeongin etrafa küçük bir bakış atarak aylak aylak yürüyen Seungmin'i gördü.

"Hey, Seungmin hyung!" Seungmin anında onlara bakınca konuşmaya devam etti. "Beni de bekle!" Dedikten sonra hızla oraya koştu.

Hyunjin ise ne olduğunu anlayamamıştı. Omuzlarını silkti ve o da okul binasına doğru yürümeye başladı.

~~~

Jisung hızlı hızlı yürürken aynı anda etrafı kolaçan ediyordu. Minho'ya bugün itiraf etmeye karar vermişti. Jeongin'le konuştuktan sonra çok ümitlenmişti.

Sonunda onu bulduğunda Harin'le olduğunu görünce gözlerini devirdi. Hiçbir zaman peşinden ayrılmıyordu.

Yanlarına varınca "Selam!" Diye bağırdı bütün neşesini toplayarak. Bir nevi eski Jisung'un ölmediğini belli etmeye çalışıyordu.

Minho hem şaşırarak hem de korkarak "Selam." Diyerek karşılık verdi. Korkuyordu çünkü Jisung'un ondan hoşlanma ihtimali kaç gündür aklında dönüyordu. Hatta geceleri uyuyamayarak bunu düşünüyordu. Changbin fena bir şekilde aklını karıştırmıştı.

On track °Skz° ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin