~💙~

1.4K 179 48
                                    

Geçen bir hafta içinde Minho hakkında hiçbir gelişme olmamıştı. Jisung ise hiç pes etmeden onun uyanmasını beklemişti ve biliyordu ki bu artık son şansıydı. Uzun bir zaman geçmişti. Yakında doktorlar yanlarına gelip onu özel bir odaya götürecekti ve belki aylarca belki de yıllarca geri dönmeyecekti.

Diğerleri de okulu aksatmayıp her gün okula gidiyorlardı. Jisung için izin alabilmişlerdi ama kendileri okula gitmek zorundalardı. Okuldan geri döndüklerinde direkt hastaneye geliyor, Jisung'a işledikleri konuları anlatıyorlar sonra da ödevleri varsa hep birlikte tamamlamaya çalışıyorlardı.

Jae ise yavaş yavaş ayaklanmaya başlamıştı. Ara sıra hyungunun yanına gidip ona şirinlikler yapıyordu. Tek kaldığında ise Harin'e kötü dilekler bulunmaktan başka bir şey yapamıyordu.

Harin'in yüzüne okulda dek gelince sinir bozucu gülüşlerini bağış etmekten başka bir şey yapamıyorlardı. Ellerindeki tek kanıt şu an yatağında ölü gibi uyuyordu. Jae vardı belki ellerinde ama onun dosyası kapanalı çok olmuştu. Harin'in ailesi davayı direkt ortadan kaldırmıştı ama Minho'nunkini o uyanmadan kapatamıyorlardı.

Yine Minho'nun odasının önünde toplanmıştı herkes. Chan ve Seungmin bir süredir arkadaşlarının neşesini yerine getirebilecek güzel bir şey için çalışıyorlardı. Hyunjin, Minho'nun emanetiymiş gibi Jisung ile ilgileniyordu. Changbin bir süredir telefonuna gelen mesajlarla uğraşıyordu. Mesajları sadece Felix'e göstermişti çünkü açıkca kavgaya davet ediliyordu. Eğer bunu diğerlerine söylerse birlikte dövüşmeye gidebilirlerdi. Jeongin de Seungmin ve Chan'a küçük yardımlarda bulunuyordu. Jisung'un bedeni ne kadar yorgun olsa da gözlerini kırpmadan öylece camdan ilerisine bakıyordu. Bir süredir insanların endişesin onun üstündeydi fakat o bunları takmıyordu.

Oturduğu koltuktan kalkıp camın önüne geldi. Bir süre baktıktan sonra sırtını dönerek yere çöktü. Uzun süredir kafasında dönen şarkı sözleri yine yankılanmaya başlamıştı aklında.

"Where there is desire there is gonna be a flame"
(Nerede arzu varsa orada bir alev olacaktır)

Where there is a flame, someone's bound to get burned
(Alev olan yerde birisi yanmak zorundadır)

But just because it burns doesn't mean you're gonna die
(Ama sadece yandığı için bu öleceği anlamına gelmez)

You've gotta get up and try, try, try
(Ayağa kalkmalı ve tekrar denemelisin)

Son nakaratta göz yaşları akarken başını bacaklarına yasladı. Hıçkırıkları duyulmaya başladığında Hyunjin ona yaklaşmaya başladı. Tam ona ulaştığında Jisung oturduğu yerden kalktı. "Ben biraz hava almaya çıkıyorum."

Kimse bir şey demeden hızla ilerlemeye başladı. Onun peşinden gelmeyeceklerini biliyordu. Bir kaç kez hava alması için dışarıya çıkartmaya çalışmışlardı fakat bu uğraşları hiçbir işe yaramamıştı. Şimdi kendi isteğiyle çıkıyorsa karşı çıkmayacaklardı.

Hastaneden çıktığında nereye gittiğini bilmeden öylece ilerlemeye başladı Jisung. Göz yaşları sessizce akmaya devam ediyordu. Biraz daha ilerlediğinde ıssız bir sokağa denk gelmişti. Bu sessizliğe bile takılmayıp yürümeye devam etti. Sonunda sahile ulaşabildiğinde sakince suya doğru ilerlemeye başladı.

Tam dibinde durduğunda öylece ufuk çizgisine baktı. Her şeyin sorumlusu oydu belkide. Şu an kendisi dünyada olmasaydı arkadaşları ve kardeşi rahat bir hayat sürebilirdi belki.

Ayakları suya girdiğinde farkında bile değildi. Bacakları titriyordu ama umrunda değildi. Su diz kapaklarının üstüne çıktığında duraksadı.

"Jisung'u bırakın çabuk!"

Arkasından gelen Hyunjin'in sesiyle odak noktası arkasında döndü. Kumsalda kendi arkadaşlarının önünde bir kaç adam olduğunu fark etti. Kavga edecekleri her hallerinden belli olan topluluğu durdurmak için ne yapacağını düşünürken aklına polisi aramak geldi. Polisi aradıktan hemen sonra arkadaşlarının yanına koşturdu.

"Ne oluyor burada?"

Chan hemen Jisung'u kendine çekerken "Jisung? Tanrıya şükür iyisin." Deyip ona sarıldı.

Changbin telefonunu açıp Jisung'a gösterdi. Kendi fotoğrafının olduğu bir mesajdı. Açıkça tehdit mesajıydı. Diğer mesajlara da gözü kayınca neden böyle yaptıklarını anlamıştı. Dövüş istiyorlardı.

Mesajlardan gözlerini çekip karşısındaki küçük topluluğa baktı. "Dövüş mü istiyorsunuz?" Kollarını sıvayıp öne doğru yöneldi. "O zaman istediğinizi verelim." Deyip bir adamın karşısında durdu. İlk yumruğun onlardan gelmesini bekliyordu. Zekiydi, küçük bir aksaklığa izin vermemeliydi.

Jisung yumruk yediğinde diğerleri de öne atıldı ve büyük bir kavga böylece başlamış oldu. Jeongin tekmesini bir adamın özel bölgesine vurduğunda eğlenmişcesine sırıttı. Hyunjin karşısına çıkanı yumruklamaya başlamıştı. Changbin ve Chan ise diğerlerine göre daha ustaca dövüşüyordu.

Polis sirenleri ortamda duyulmaya başlayınca adamlar kaçmaya çalıştı fakat sadece çalışmışlardı. Bir kaçı kaçabilse bile Felix ve Seungmin adamların başlarına tünemiş, kaçmalarına izin vermiyorlardı.

Polisler geldiğinde hepsini yakalamış ve karakola doğru yola çıkmışlardı. Diğer bir arabada ise yedi arkadaş birlikte gidiyorlardı. Hepsinin elinde birer peçete yüzlerindeki ufak tefek yaraları temizliyorlardı.

İfadelerinden sonra geri hastaneye dönerken gülüşerek konuşmaya başlamışlardı. Öyle ki Jisung bile ara sıra gülümsüyordu.

"Jeongin'in attığı tekme en iyisiydi." Deyip bir kahkaha attı Changbin.

Chan küçüğünün saçlarını karıştırırken "Maknae on top!" Diye bağırdı Hyunjin. Jeongin gururla sırıtırken herkes gülmeye başlamıştı.

Hastaneye döndüklerinde onlara özel sekiz kişilik bir oda hazırlanmış ve hemşireler kırık çıkık var mı diye kontrole başlamışlardı.

Yanlarındaki boş yatak götürülse de çok takmamış gülüşerek konuşmaya devam etmişlerdi.

"Jisung'u bir adamın elini kemirirken gördüm. Adamın eli kıpkırmızıydı!" Hyunjin abartarak anlatmaya devam ederken ortamda uzun zamandır hasret çektikleri ses duyuldu.

"Jisung'un dişleri bir köpeğin dişlerinden daha çok acıtıyor."

Herkes sesin geldiği yöne dönerken şaşkın nidalar odada yükseldi. "Minho!"

~~~

Olayları biraz hızlı geçmişim gibi geldi ama inşallah olmustur ;(

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Olayları biraz hızlı geçmişim gibi geldi ama inşallah olmustur ;(

Sonunda uyandı yavrucuğum

On track °Skz° ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin