3.

63.9K 2.7K 320
                                    

(Medya, Kenan Doğulu - Ben Güzelden Anlarım
Türkçe pop dinleyerek yazdım da biraz sösözçsç)

Bol yorum bekliyorum.

İyi okumalar ❤️

"Ne istiyorsun halam, söyle ben yapayım."

İpek, karşısında ağlayan küçük yeğenine baktıkça içi gidiyordu. Çocuk yarım saattir susmadan ağlıyor, hem kendini heba ediyor hem de işlerini halletmesini engelliyordu. Bir saat içinde Ezgi ve halası eve gelecekti, Koray da tamirhanede işi bitince kapatıp eve gelecekti, hep beraber yemek yiyeceklerdi. Gel gelelim sabahtan beri yanında uslu uslu duran çocuk yarım saattir kendini yırtarcasına ağlıyordu. Kendi çocuklarını kocasıyla dışarı göndermişti ama Yankı onlarla gitmek istememişti.

Cevap vermeden ağlamaya devam eden çocuğa iç çekerek baktığı sırada kapı zili çalmıştı. İpek ağlayan yeğenini geride bırakarak kardeşinin gelmiş olması için dua ede ede kapıyı açmaya gitti. Açtığı kapının ardında Fatma Hanım ve Ezgi'yi gördüğünde yetişmeyen yemekler için üzülse de hemen gülümsemiş, onları içeriye davet etmişti.

"Hoş gelmişsiniz, buyurun geçin."

"Hoş bulduk İpek bacım."

Fatma Hanım üzerindeki yeleği düzelterek içeriye girdiğinde Ezgi ayakkabılarını daha yeni çıkarmıştı.

"Hoş bulduk Abla, nasılsın?"

"Oy, iyiyim Ezgi'm. Seni gördüm daha iyi oldum. Sen nasılsın?"

Kız başını kaldırıp gülümseyerek başını salladığımda hemen ardından iyi olduğunu eklemişti. Tam bu sırada kadının gözüne kızın küçük burnundaki metal halka takılmış omzunu omzuna vurdururken konuşmuştu.

" Kız ben sana dememiş miydim kapanmamıştır yeri diye?"

Ezgi içeriye geçiş elini burnundaki hızmaya attığında İpek de kapıyı kapatmıştı.

"Kaç ay olmuştu takmayalı, rahmetli nenem hiç sevmiyordu. Ben de zaten kapanmıştır diye takmıyordum abla."

Geçen gün İpek kulağına aylar sonra taktığı küpelerden ve aylar geçmesine rağmen kapanmayan delikten bahsettiğin Ezgi de kadına burnundaki hızma yerinden bahsetmişti. On birinci sınıfta nenesinden gizli arkadaşları ile delirmiş sonra nenesinin bir dolu azarını işitmişti. Kendine yakışırdığı metali sırf nenesi istemiyor diye onun gözünün önünde takmamıştı. Aklına gelen yaşlı kadınla burukça gülümsedi. Keşke hala daha bu küçük şeylerin azarını yeseydi nenesinden.

"Kapanmaz tabi, iki aya kapanır mı ablam. Maşallah pekte yakışmış."

Tü tü diyerek salona ilerlediklerinde Ezgi kadının bu haline gülüyordu. Kendisini hayata döndüren müstakbel görümcesi olmuştu. Kız kardeşi yerine koymuş, samimiyetini gram esirgememişti. Birkaç haftadır değil de yıllardır samimilermiş gibiydi ilişkileri.

"Siz otura koyun ben şu yemekleri halledeyim."

"Ben de yardım edeyim abla."

İpek hemen yanında biten kıza gülümsediğinde başını sallamıştı. Müstakbel gelini pek hünerliydi mutfakta, Hanife Nene ölmeden tüm yemek bilgisini torununa öğretmişti. Öyle ki iki gün önce onlarda yemek yediklerinde softadaki içli köftenin tadı damağında kalmıştı. Vallahi kardeşi yaşamıştı.

"Ben de yardım edeyim."

Fatma Hanım tam ayaklandığında Ezgi hemen engellemişti halasını.

Dilem Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin