16.

62.4K 3.4K 728
                                    

(Meyda, Yaşlı Amca - Eymir)

Ulan bölüm gidiyordu ya, neyse ki kurtardık 🥺

İyi okumalar ❤️

Çok sevdiği bir dizide oynayan o oyuncuyu başka bir dizide görmek tuhaf gelir insana, bildiği, izlediği rolün dışında başka bir karaktere büründüğünü görmek, onu benimseyip sevdiği
kurgunun dışında başka bir kurguda var olduğunu görmek alışageldiği düzenin dışındadır. Bir düzen olsun ister herkes aslında bir düzen de yoktur ya. Gelişine yaşarlar ama rutin bir hayat isterler, sevdikleri oyuncu aynı karakteri oynasın, dinlediği şarkıcı aynı tarzda şarkı çıkarsın, güzel günler hep tekrarlasın, hava hep güneşli olsun, yağmurlu günler içini karartmasın, hayatındaki insalar kalıcı olsun, annesi hiç ölmesin mesela, babası hiç emekli olmasın, ablası evlenmesin, abisi uzun süre askere gitmesin, hayatı durduk yere değişmesin...

Korkutucu gelir çünkü, birkaç dakika sonrasını bilmediği bu hayatı yaşamak kolay değildir, birkaç sene sonrasını düşünürken ya köklü değişiklikler düşünür insan ya da hep aynı çizgidedir. Köklü değişiklikleri bile o çizginin biraz uzaktan çizilmiş halidir.

Yurt dışına çıkmak, intihar etmek, estetik yaptırmak, işi bırakmak, aldatmak... Birçok opsiyon vardır görünürde hepsi anlık karar gibi duran ama ülkesini çok seven birisi yurt dışına çıkmak istemez, hayata dört elle sarılan biri intihar etmez ya da eşini çok seven birisi onu aldatmaz. Aslında hep aklındadır da kendisine bile söyleyemez. Kendisine bile söylemediği bu şeyleri ise sadece zamanla kabullenir, alışır, alışmak hepsinin tek ortak noktasıdır. Sevdiği oyuncununun yeni rolüne, yurt dışında yaşama fikrine, yeni bir bedene, eşini sevmediğine, hayatı sevmediğine ve yaşamak istemediğine...bunların hepsine alışır, kabullenir ve sanar ki her şey bir anda olmuştur. Aslında alışmak zaman almıştır ve herkes ani bir karardı dediği her şeye yavaş yavaş alışmıştır.

Ezgi de yeni hayatına gün be gün alışmıştı, yaşadığı eve, Yankı'nın annesi olmaya, yeni ailesine , Koray'a, Koray'dan hoşlanmaya, onunla yakınlaşmaya... Alışıyordu, alıştıkça ise her şeyin yerine oturduğunu hissediyordu. Ölen nenesini daha az hatırlıyordu artık, daha farklı şeyler için endişeleniyordu, farklı şeyler için heyecanlanıyordu. Kaybettiği ailesinin yerini başka birisi almıştı, birileri almıştı. Her zaman istediği o büyük ailenin şimdi içindeydi, bir ferdiydi.

Koray'ın onu öptüğü günü düşündüğünde deli gibi çarpan kalbi gün geçtikçe gerginlikten değil de beklentiden çarpmaya başlamıştı. Koray beni öptü diye heyecanlanmak yerine, tekrar öper mi diye heyecanlanıyordu. İşte alışmak böyle bir şeydi, bir hafta olmuştu alt tarafı ama artık eskisi kadar büyük bir şey değildi gözünde.

"Bu sene yapıyor muyuz?"

Sanem'in sesi ile önündeki kurabiyeden çekti gözlerini. Regl olduğu için yapamadıkları buluşmayı bugün yapmaya karar vermişlerdi, zaten regli de yeni bitmişti.

"Neyi?"

"Ohoo, Leyla mısın yavrum?"

Gül dalga geçerek sorduğunda onu başka birisi taklit etmişti.

"Yavyum."

Yankı önündeki çikolatalı pastayı çatal ile yemeye çalışırken etrafında dönen muhabbete dahil olmaya çalışıyordu.

"Ezgi bak ben bu çocuğu yerim he."

Geldikleri andan bu yana onu mıncırarak seven Gül tekrar yanaklarını sıkmaya başladığında Yankı tatlı tatlı oflamıştı.

"Anne, bıyaksın."

Kafasını sallayıp yanağını sıkan elden kurtulma çalışırken mızmızlandı.

Dilem Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin