21.

58.5K 3K 625
                                    

(Medya, Teoman & Atiye - Kal
Çok alakalı değil ama koymak istedim. Başında ve sonda dinleyebilirsiniz)

4500 kelime ile baya uzun yazdım diye düşünüyorum. Bu yüzden güzel güzel yorum yapalım, beni mutlu edelim 🥺💞

İyi okumalar ❤️

Aile... Ne çok şeydi düşündüğünde aile. Bulması çok kolaydı kimisi için, kimisi için erişilmesi en zor olandı. İki kişi de aileydi, dört kişi de. Çok kişide aileydi bakıldığında az kişi de.

Kolaydı baktığında sen zaten bir kişiyken, ihtiyacın olan başka bir kişiydi. Yine zordu baktığında çünkü tek kişiysen hiç kişiydin aslında.

Ailen zengin de olabilirdi, fakir de olabilirdi. Ailen üstüne de titreyebilirdi, seni korkudan da titretebilirdi. Ailen seni her şeyden de koruyabilirdi, senin kendini ailenden koruman da gerekebilirdi.

Hani derlerdi ya arkadaşın seni vezir de eder rezil de. İşte aile de böyleydi. Pamuklara sarıp el bebek gül bebek de büyütebilirdi ailen seni ya da yürüdüğün yollara can kırıkları saçar, kanayan ayaklarına bir pamuk dahi de vermeyedebilirdi.

Düştüğünde, annesi tarafından dizine üflenen çocuklardan da olabilirdin bu hayatta, düştün diye azarlanıp dizine sopayla vurulan çocuklardan da.

Ailen sana hatrı güzel anılar da bırakabilirdi, düşündüğünde dudaklarını tebessüme bulayan. Ailen sana travmalar da bırakabilirdi ölene kadar seninle yaşayan.

Aile kurmak kolaydı da, aile olmak zor zanaattı.

Ezgi'nin ailesi az kişiydi, iki kişiydi, zordu onun ailesi. Nenesi ve kendisiydi onun ailesi.

Annesi onu bırakıp gittiği gün dizlerine üfleyecek annesi, babası öldüğü gün saçını okşayacak, sırtını yaslayacak bir babası kalmamıştı onun. Aile dediğin anne, baba ve çocuk değil miydi nihayetinde? Neredeydi Ezgi'nin ailesi, onun annesi ve babası neredeydi? Onlar gittiğinde her şey onlarla gitmemişti, o kadar kolay değildi. Çocuklarına bir çok şey bırakmışlardı, güzel anılar değildi bunlar aksine ölene kadar kulağına fısıldayacak olan kötü kalpli anılardı.

Annesi hayatta mıydı? Evlenmiş miydi tekrar, başka bir çocuğu olmuş muydu? Ezgi'nin dizine üflemeyen dudakları başka bir çocuğa öpücükler veriyor muydu?

Annesi yanında olsaydı her şey farklı mı olurdu? Nenesi öldüğünde yapayalnız kaldığı bu hayatta tutunacağı o insan annesi olur muydu? Olmazdı, olmamıştı çünkü.

Nenesi... Ezgi için bir çok şeydi, bir çok kimseydi nenesi. Onu gerisinde bırakıp giden annesi, onu büyütemeden ölen babası, hasret kaldığı ailesi ve mutlu anılarının sahibiydi. Her zaman hatırladığı o güler yüzün sahibiydi. Üstüne titreyendi işte, pamuklara saramasa da düştüğünde pamuk uzatandı. Hayatında var olan iyi şeylerdi.

Ezgi biliyordu annesiz olmanın ne demek olduğunu. Kaç veli toplantısı annesiz geçmişti, kaçına babası gelemişti. Okuma bayramında herkesin annesi çocuğuna gururla bakarken ona bakan kimsenin olmayışını çok iyi biliyordu. İlk regl olduğunda ona anlatacak annesinin olmamasını, kötü hissettiğinde "Geçer annem." diyecek birinin olmayışını...

Anne diyecek birinin olmayışını, bu kelimeyi kullanamamayı, acısını yüreğinde yaşamayı ve çocuk kalbine annesini gömmüş olmayı o kadar iyi biliyordu ki.

"Anne pasta yiyelim."

Bu yüzden anlıyordu Ezgi. Annesiz olmanın ne demek olduğunu en iyi annesi olmayanlar anlardı zaten.

Dilem Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin