(Medya, Tarkan - Ölürüm Sana
Of bu kitaba şarkı koyamaya bayılıyorum ldlzlsöslİyi okumalar ❤️
Hani insan karşısında duran şeyi kendi gözleriyle görür, kendi kulaklarıyla duyar yine de varlığına inanamazdı ya Koray da aynı hissediyordu. Ezgi'yi görüyor, sesini duyuyor ama bazen varlığına inanamıyordu. Bu nasıl güzellikti? Nasıl göz süzüş, nasıl yürüyüştü? Peşine takılıp öylece ardından gidesi geliyordu insanın.
Annesi, ablası, kim varsa güzelliğine methiyeler dizerken Koray içinden hepsine tek tek hak veriyordu. Annesi ve ablası müstakbel gelinlerine bayılırken, her fırsatta övgüler yağdırırken o, onlar kadar memnun olamıyordu. Bu güzellik başına dert olacaktı.
Salonda arkadaşlarını gördüğü an gülümseyen kızın suratı ona bakan herkesi gülümsetmişti. Ailesizdi, ailem dediği arkadaşları yanındayken göz bebekleri parlamıştı. Bu parıltı herkese yansımıştı. Onlardan destek aldığı belli oluyordu çünkü nikah masasında cevap vermeden önce tüm ilgisini ona vermiş arkadaşlarına dönmüş, baktığı sürenin ardından eskisine oranla daha rahat cevabını vermişti.
Tüm bu zamanlar onu izlemişti Koray. Ne düşünüyor, aklından neler geçiyor, son anda pişman olur mu? Olmamıştı. Kısık sesli 'evet' cevabının ardından rahatladığını hissetmişti. Kıza sorulan soru bu sefer ona sorulduğunda Ezgi'nin kısık sesine oranla daha kendinden emin ve gür sesi ile 'evet' demişti. İki evet ve iki imza hayatlarını birbirine bağlamıştı.
"Ezgi, şalı ver, şalı."
Ezgi İpek'in bıkkın sesi ile istemeye istemeye şalı omzundan indirdiğinde gizlediği dekolte gün yüzüne çıkmıştı. Normalde utanmazdı ama hem yanlarında Dilber Hanım ve kocası hem de bu dekolteden memnun olmayan halası vardı.
"He şöyle kızım ya."
İpek bugün bininci kez beğeni ile kendisini süzdüğünde sadece gülümsedi. Utanmayı kesmişti çünkü o kadar çok iltifat almıştı ki alışmıştı.
"Koray Bey sizi de eşinizin yanına alalım."
İpek'in ayarladığı fotoğrafçının Koray'a talimatı üzerine Koray birkaç adımda yanına ilerlemiş ve öyle durmuştu. Buraya geleli yarım saat kadar oluyordu. Mahallenin gençleri evlilik fotoğraflarını genelde burada çektiriyordu. Ormanın girişinde çiçekler, ağaçlar ve süs havuzu ile nefes aldıran bir yerdi.
"İlk önce hepiniz buradayken ailecek bir fotoğrafınızı çekelim. Daha sonra aileniz kafeteryada beklerken biz çekimleri tamamlarız."
"Ben de fotoğyaf istiyoyum."
Fotoğrafçı laf arası kibarca geri kalanları kovduğunda Ezgi kısa bir an gerilmişti. Sonra Yankı'nın isyanı ile güldü. Diğerleri varken daha rahat hissediyordu. Birkaç saat sonra zaten yalnız kalacaklarken düşündüklerinin saçmalığı üzerine dudağını ısırdı. Düşünmese, akışına bıraksa her şey daha iyi olacaktı.
"Tamam bireysel çekimlerden sonra küçük Bey ile de çekim yaparız."
"Söz mü."
Yankı babasına bakarak sorduğunda Koray gülümsemiş ve kafasını sallamıştı. Zaten nikah sırasında uyuyakaldığı için onlara biraz küsmüştü, bu sayede gönlünü almayı düşünüyordu.
"Oleey."
Etraftakiler ona güldüğünde Yankı' da anlamasa gülmüştü. Niye güldükleri önemli değildi sonuçta onun da fotoğrafı çekilecekti.
Fotoğrafçı dediği gibi hepsinin fotoğrafını çektiğinde Ezgi ve Koray sadece yan yana durmuştu. Daha sonra geri kalanlar ayrıldığında İpek elindeki şalı da beraberinde götürmüştü. Şalın, güzelliğini bozmasına izin vermeyecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dilem
FanfictionEzgi, nenesi ölünce kimsesiz kalmış, hayatını dul bir adam olan Koray ile birleştirmişti. Koray'a eş, oğluna anne olacaktı. Olacak mıydı? Olabilecek miydi? 15.12.2020 Yaş farkı Yetişkin içerik 🔞