6.

62.3K 2.4K 347
                                    

(Medya, Emir - Eline Düştüm)


İyi okumalar ❤️

Sizi ele geçiren hisler olur ya, hani böyle için için sizi kemiren, sizi kendinizden şüpheye düşüren asalak türü hisler. Ya bu ben değilim dediğiniz ama olmadığınız biri gibi davranmaya engel olamadığımız anlar da vardır illaki.

Koray da o anlardan birindeydi. Sağ eli sıkıntı ile suratını bulmuş tırnakları ile sakallarını kaşırken içinde yükselen hisse engel olmaya çalışıyordu. Evden çıkıp da alış veriş merkezine vardıkları andan itibaren direksiyonu kırıp sakin bir yere sürmeyi defalarca düşünmüştü. Sonra şu klasik cümleyi kurmuş "Bu ben değilim amına koyayım." demiş ve doğru istikamette sürmeye devam etmişti. Biraz önünde kol çantasını alışveriş merkezinin kapısındaki x ray cihazının içine bırakan kıza dikti dikkatli bakışlarını. Güvenlik görevlisinin yanından geçtiği sırada kendisi de telefonunu kenara bırakıp şu büyük cihazdan çıkmıştı.

Ezgi üzerine pudra rengi uçuş uçuş bir elbise giymiş, ince askılı elbisenin üzerine yaz sıcağına güvenerek hiçbir şey almamıştı. Ayağında siyah converseleri varken harici olarak siyah bir kol çantası almıştı. Koray'ın sıkıntısı ise Ezgi'nin üzerindekilerden kaynaklanıyordu. Pudra rengi elbisenin eteği kısa değildi, dizinin üzerindeydi ama kumaş yapısından kaynaklı her hareketinde oradan oraya uçuşuyor, beyaz bacaklarını gözler önüne seriyordu. Beyaz gerdanı ve omuzlarıda ortadaydı. Sarıya yakın kumral saçlarını da gelişi güzel toplamış, omzuna salınmasına izin vermemişti.

Koray ellerini cebine sokup kızın saçlarına bakmayı kesti. Yoksa saçına uzanıp tokasını alacaktı. En azından omuzları kapanırdı.

Yanağının içini ısırıp kafasını başka yöne çevirdi. İçinde böyle bir hırbo yattığını kendisi bile bilmiyordu, üzerinde ceket olsa kızın üzerine örterdi. Çünkü alışveriş merkezindeki ergen sürüsü çoktan aç bakışlarını yanındaki kıza dikmişti.

"Çoluk çocuk dolmuş hep buraya."

Kendi kendine mırıldandığında bu mırıltısını Ezgi'nin duyduğunda haberdar değildi.

"Sınava hazırlanan son sınıflar dershaneden sonra burada takılıyor genelde."

Koray'ın dediğine karşılık söylediği şeyi kendinden biliyordu. Geçen sene o da arkadaşları ile az vakit geçirmemişti burada. Hanife nenesi pek sevmezdi buralarda gezmesini ama arkadaşlarını bildiği için bir şey de demezdi. Aklına hazırlandığı ama giremediği sınav geldiğinde bir hüzün çöktü içine. Nenesinin ölümü sınavla çakışmıştı. Her şeyini kaybeden kızın ne sınav ne gelecek umrunda olmamıştı.

"Ailesi de bunları ders çalışıyor sanıyor."

Koray sinirli sinirli konuştuğunda sözlerinin hedefi hamburger yiyen beş altı erkekti. İçlerinden biri kafası ile Ezgi'yi göstermiş sonra yanındakine bir şeyler söylemişti. Söylendiği arkadaşı da her ne söylediyse kafasını sallayıp onaylanmıştı.  Onlara dikkat etmemeye çalıştı. Zira veletleri tokat manyağı yapacaktı.

"Zaten ders çalışıyorlar. Biz de dersaneden sonra gelirdik buraya. Her zaman ders çalışılmaz. Bazen rahat bir nefes almak gerekiyor."

Ezgi Koray'ın söylediğine kaşlarını çatmıştı. Ne demek aileleri de bunları ders çalışıyor sanıyordu?

"Senin için demedim."

Kızın üstüne alındığını anladı. Yanındaki kızın da birkaç ay öncesi liseli olduğunu unutmuştu. Dudaklarını birbirine bastırıp yürüyen merdivenlere doğru döndü. Ezgi dediğine cevap vermemişti. Üstelemedi, onu düşünerek söylediği bir şey değildi.

Dilem Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin