Özlemek

30 7 0
                                    

     Merhaba en özel sıfatlarımın ötesi, sınırsızlığımın kraliçesi.  Kalemim tutuştu yine özleminin ateşiyle, mürekkebim alev damlası misali iz bırakıyor kalbimin yapraklarında.  Yalanlardan vazgeçtim, yananlardanım bu gece.  Havayı bile ısıtıyorum aşk ateşiyle, baharı getiriyorum ayaklarına.  Ondandır kuşların atone cıvıltısı, yeni yeşeren kiraz çiçeklerinin şarkısı.  Anla; özle özledim seni.


     Sonsuz bir uykudan uyandım geldim sana.  Sonsuzluğun bile bittiği yer özlemin.  İçimde buruk bir his, ancak sıcacık; sana dair çünkü.  Sessizliğim bozuluyor kalemimden düşen her bir kelimede, dünyayı döndürüyor aldığım her bir nefesim, bilmezsin sen;  özle özlerim seni.  Uzaklık manasız bir kavrama dönmez mi bir de;  git gide aşık olurum özlemine, öyle özlerim seni.  Bazen canımı yakmıyor da değil hani bilmiyor oluşun bu güneşi ısıtan ateşi, bazen arş-ı âlâyı sarsıyor gönlümün senin için ürkek bir titreyişi.  Bilmezsin sen;  öyle özledim seni.


     Sorunlara batmış, ışıksız geleceğime gömülmüş hâlde bile ısınıyorum ateşinle her saniye.  Bir yol buluyorum kaybolmak için sana dair her bir melodide.  Zaman gelip buhrana gömülsem de ışığının sızdığı bir çatlak yetiyor dünyaya gelmeme.  Sana yazılacak satırlarımı dizdim dün gece nizami önüme.  Babil'in kütüphaneleri yetmedi sığdırmaya yine.  Öyle özlemişim seni;  evreni doldurdu, serildi her biri defterime üzerinde minik birer gülümsemeyle.  Sınırlarımın ötesine giden karanlık koridorlarımda kaybettim izini, limitini aşıp büyüdü içimdeki özlemin git gide.  Sen bilmezsin;  öyle özledim seni.  Uzun zaman oldu sesini duymayalı, yüzünü görmeyeli.  Şimdi sana ne kadar da zor desem, nasıl anlayabilirsin ki sensizliği?  Sanırım en şanslı insansın yeryüzündeki.  Durup durup düşünmemin sebebi var bunları;  sebebinin benden olması bozuyor, yer yer haksız kılıyor içimdeki kutsal dramı.  Kısır döngü koridorlarında yitip gidiyor zihnim ki; olağanca haklı.


     Özlem söz konusu olduğunda yıldızlarım üşüyor gökyüzünde, yağmurlar ağlıyor buralarda benim yerime.  Ben hiç ağlayamadım tahmin edersin ki daha önce.  Sonbaharların nedenidir bu;  ben ise karanlığıma gizlendim hep o zaman geldiğinde.  Saklandım evet, sert bir kabuk bağladım elimden geldiğince.  Şimdiye kadar hiç söyleyemedim belki seni özlediğimi, hiç beklemedin sen de.  Bilmezsin hâliyle sen nasıl özlerim birini;  bilirim hiç belli etmem ben de.  Güneş küser ben özlediğimde, mevsimler değişir içimde.  Ben özlediğimde derin bir savaş sessizliği çöker benliğime, tüm evrenim durur önce, başlar sonra senin yörüngende dönmeye.  Karanlığım, o korkutucu karanlığım bile ilişmez fikirlerime.  Bilmezsin;  öyle özlerim ben.  Bilmezsin evet; öyle özledim seni.


     Satırlarım geçer gözlerimin önünden, haykırasım gelir evrenin her bir yönüne, anlatmak isterim her bir anlayışın, kavrayışın özüne.  Ayrıca fısıldamak isterim özlemimi dünyadaki her bir taşa, çiçeğe ve kainatın en ufak zerresine.  Bitmez cümlelerin peşinden koşarım seni her özlediğimde.  Sigara dumanında boğulmadan yaşarım, çayın en demlisinde yudumlarım geri kalan ömrümü.  Tabi özlem fayda etmez sevilmediğim, yalnız kaldığım gerçeğine.  Telafi de olmaz hatalarımın cümlesine.  Bir nebze eksilmez lâkin ne aşkım ne de özlemim.  Olsun;


     Bilmezsin ya nasıl özlerim ben.  Anla;  böyle özledim seni...

Hiç Kimseye MektuplarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin