Doğum Günü

27 7 0
                                    

     Merhaba yine gün doğumum, yıllanmış tatlı bir şarap kokusunda selam ediyorum sana.  Uyuyamadım bu gece;  sıkışan bir kalp, daralan bir göğüs ile nefes almakla ya da buna çalışmakla geçti hep dakikalarım.  Kendi kendime mırıldanışlarım, acımasız hayıflanışlarım süsledi gecemi, ne olacaktı ki başka?


     Her sene aynı gün, bu gün.  Anlamsız bir yaşlanışın günü, tekrara mahkum bir yıl dönümü.  Bugün doğduğum gün.  Tabi ki önemden uzak benim için, herkes için olduğu gibi.  Aslında anlatılacak pek bir şey de yok bugün.  Ne anlatacağımı bırak, neden umursasın ki karşımdaki?  Sanırım yazdığım en kısa, en anlamsız mektup olacak bu.  Anlatabileceğim tek şey ise kendime ve kendimle ilgili herhangi bir şeye ne kadar ilgisiz kalabileceğim.  Tabi başladığımda da işin ajitasyona bağlanma ihtimali de gözardı edilmemeli.  Dönüp dolaşıp anlamsız bir hayıflanma içinde kaybolacak anlattıklarım, çekilmiş bir sifonun anaforunda yitip giden tüm o değersizlik gibi.  Ben köşeme çekileceğim, sen haberdar bile olmayacaksın tüm olup bitenden.  Süslü cümleler de kuramıyorum bugün.  Sanırım biraz fazla acımasızım bu güne ve benimle ilgili her şeye.  Yazmak da kâr etmiyor görünüşe göre.


     Sen olmadan pek bir anlam da ifade etmiyor bu gün.  Tek yaptığı sensiz geçen yıllar hanesine bir puan daha eklemek. Tek yaptığım ise kağıt kalem elimde, bir gün gelirsen diye tekrar doğuşumu beklemek...

Hiç Kimseye MektuplarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin