-istek karakter-
y/f/c: your favorite candy • en sevdiğin şeker
y/bf/n: your best friend name • en iyi arkadaşının ismi
-
sıkılmış bir şekilde telefonuna bakıyordun. cuma öğleden sonraydı ve en yakın arkadaşınla piknik yapacağını düşündüğün parkta duruyordun, fakat arkadaşlarının sana seslendiğini duymanla yanlış yerde beklediğini anladın ve onlara doğru yöneldin.
saat 18.00'di ve güneş batmak üzereydi, yaklaşık üç saattir orada olduğundan artık ayrılmaya karar verdin. arkadaşlarınla vedalaştın, eşyalarını topladın ve eve doğru yürümeye başladın. evin biraz uzaktaydı fakat yürüyüş yapmayı huzurlu buluyordun. kulaklıklarını taktın ve listenden rastgele bir şarkı açtın.
beş dakika yürüdükten sonra karnın guruldamasıyla pikniğin başından beri hiçbir şey yemediğin aklına geldi. hava kararmaya başlamıştı, yine de çevrene bakıp caddenin karşısındaki dükkanı görmenle oraya gitmeye karar verdin.
içeriye doğru yöneldin, kapıyı açıp, hemen önündeki paspasa basmanla kapının üstündeki ziller ses çıkardı. etrafına baktın ve cips reyonuna girdin. en sevdiğin cipsleri gördün ve onları almaya çalıştın fakat bunu yaparken elin başka bir ele çarptı.
"dikkat et, ufaklık." kimin konuştuğunu görmek için yukarıya baktın. oldukça uzun, sarı saçlı bir çocuk sana doğru bakıyordu, boynunda kulaklığı vardı ve kulaklıkta hala müzik çalıyordu. onu bir aşağı bir yukarı bakarak süzdün, dudaklarının şekli bir gülümsemeye dönüştü.
sağ kaşını yukarı kaldırdın ve elini geri çektin, "sen kimi ufaklık diye çağırıyorsun?"
"pekala, oldukça açık değil mi?" diyerek seni tersledi. elini geri çektiğini fark etti ve hızlıca raftan cipsleri aldı. bunu görmenle cipsleri geri almaya çalıştın, fakat o elini yukarıya doğru kaldırdığında onları alamayacak kadar kısa olduğunu anladığı için, hızlıca elini başından yukarıya doğru kaldırdı.
"her neyse" diye homurdanarak oradan uzaklaştın. buz dolabından içecek bir şey ile bir paket y/f/c alıp kasaya doğru yöneldin. tezgahın arkasındaki orta yaşlı adam aldığın eşyaları kasadan geçirdi, sana ne kadar tuttuğunu söyledikten sonra sen de ona parayı ödedin. dükkandan dışarı çıktığında uzun boylu bir hırsızın gülme sesini duydun.
otoparkta yürürken onun gözlerinin senin üzerinde olduğunu hissettin. paranoyakça etrafına bakındın, telefonunu çıkarıp, en yakın arkadaşını aradın.
"hadi, hadi, lütfen aç..."
"hey! ben y/bf/n! lütfen mesaj bırakın! *biip*"
sessizce küfrederek telefonu tekrar cebine koydun, en keskin anahtarını savunma amaçlı işaret ve orta parmağının arasına sıkıştırdın. arkana doğru döndüğünde bir şeye çarptın, daha doğrusu birine. aniden nefesin kesildi, kafanı kaldırıp yukarıya bakmaya korkuyordun. onun yerine karşındaki kişinin ayakkabılarına bakmayı tercih ettin.
derin bir ses, "senin gibi bir güzellik gecenin bu saatinde dışarıda ne yapıyor?" diye sordu.
etrafta dolaşmaya çalıştın, fakat adam yolunu kesip sana nereye gittiğini sordu. bileğini tuttu. panikledin ve bağırmaya başladın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝙝𝙖𝙞𝙠𝙮𝙪𝙪! | one shots
Fanfiction[𝗵𝗮𝗶𝗸𝘆𝘂𝘂! × 𝗿𝗲𝗮𝗱𝗲𝗿] ➤ farklı kitaplardan aldığım, hoşuma giden one shot bölümlerini çeviriyorum. ➤ çevirilerim mükemmel olmayabilir. elimden geldiğince anlamın bozulmaması, güzel olması için uğraşıyorum. <3 - ♡ - ✦ başlangıç: 261120 ✦...