𝙝𝙖𝙞𝙠𝙮𝙪𝙪! | one shots

<𝟯 | 𝗼𝗶𝗸𝗮𝘄𝗮 - 𝗷𝗲𝗮𝗹𝗼𝘂𝘀𝘆

-istek karakter-

b/n: boy's name • herhangi bir erkek ismi anlamına geliyor

-

oikawa tooru'nun çevresi her zaman insanlarla çevriliydi -onun hayranları, arkadaşları, takım arkadaşları, bu listenin asla sonu gelmiyordu. dışa dönük ve flörtöz kişiliği vasıtasıyla birçok kız onun koluna giriyor, oikawa'nın yanından ayrılmıyordu.

fakat orada takındığı tavırların çoğu gerçek değildi -aslında sen onun arkadaşları ile birlikte olduğu zaman ortaya çıkan çocuksu tavırlarını eğlenceli buluyordun. ama aynı zamanda, onun delikanlılığı (ya delikanlılık ya da gençlik diye çevirmem gerekiyordu, delikanlı kelimesini daha uygun geldiği için yazdım belki biraz sırıtmış olabilir.) seni kendisine aşık etmişti.

sen oikawa tooru'nun bir ve tek sevgilisiydin.

insanlar sizin bir çift olduğunuzu biliyor, ve buna rağmen hala çevresini fotoğraf ya da numara isteklerini dile getirmek için adete bir arı sürüsü gibi sarıyorlardı.

öğle yemeği vaktiydi -genellikle sen ve oikawa birlikte oturur, memnuniyetle senin yapıp getirdiğin yemeği yerdiniz. ama son zamanlarda, diğer kızlar bu sürece hakim olmuştu. sızlanarak tekrar nefes aldın, kiloyla makyaj yapan kızların erkek arkadaşının koluna yapışmalarını izledin.

bir kız telefonunu çıkarmış oikawa'nın sağ yanağını öperken fotoğraf çekiyordu. bu görüntüyle dudaklarından derin bir iç çekiş döküldü.

sinirlerini yatıştırmak için nefes alırken kızgınlığını ve hoşnutsuzluğunu hissedebiliyordun. yemek çubuklarını çıkarıp masaya koydun, tüm iştahın kaçmıştı.

onun kızlarla etkileşim içinde olmasını sorun etmiyordun, tabii bu romantik anlamda olmadığı sürece. aslında, siz çıkmaya başlamadan önce oikawa seni sürekli takip etmiş, peşini hiç bırakmamıştı. senin kendisini sevmeni sağlamak için seninle flörtleşmiş seni tavlamak için birçok güzel sözler söylemişti. ancak amacına ulaşması yıllar almıştı.

ona güveniyordun.

fakat birlikte geçirdiğiniz vakitler gittikçe azalmıştı. onun voleybol antrenmanları, senin öğrenci konseyi toplantıların derken hafta içi ve hafta sonları planlarla dolu olduğundan hep meşguldünüz.

birlikte zaman geçirdiğiniz tek vakit öğle arasıydı, ve bazen maç yaklaştığı için o voleybol antrenmanına gider ve bazen sen de öğrenci konseyi başkanı ya da bir üyesi tarafından yardım için çağırılırdın. yani bazen, öğle arasında bile görüşemiyordunuz. ama görüştüğünüzde de, kızlar hemen oikawa'nın etrafını sarıyordu, aynı şuan olduğu gibi.

kendini sık sık üstüne parfüm şişesini boşaltmış o kızları yumruklamak isterken buluyordun, ancak öğrenci konseyi başkan yardımcısı olarak bunu yapmanın hiçbir yolu yoktu.

sen tam öğle yemeğini getirdiğin kabın kapağını kapatmak üzereyken, biri sana doğru geldi ve senin karşına oturdu. yavaşça kafanı kaldırdın, gözlerin erkek sınıf arkadaşlarından biri olan b/n ile buluştu. hemen oikawa'nın sırasında, karşında duruyordu.

"merhaba, b/n" diyerek onu selamladın. "benden... herhangi bir şey mi isteyecektin?"

kabın içinden bir tavuk parçasını baş parmağıyla göstererek, "bu tavuk parçası çok lezzetli gözüküyor. alabilir miyim?" dedi.