cafuné kelimesinin anlamı:Bir kişinin parmaklarını bir başka insanın saçlarında gezdirdiği nazik hareket.
-
yamaguchi her zaman sana hayran olmuştu.
güzel gülümsemen ve cesaret verici sözlerinle insanların neşesini yerine getirmene, kendine inanarak duygu ve düşüncelerini odanın içinde yankılanan yüksek sesinle ifade edişine, güçsüzler için ayağa kalkmana ve onların da ayağa kalkmalarına yardım etmene...
seninle çıktığına inanamıyordu. bu kadar güzel ve yardımsever biriyle çıktığına inanamıyordu. senin gibi bir tanrıçayla çıktığına inanamıyordu.
o, her göz teması kuruşunuzda yüzündeki parlak gülümsemenle ona doğru bakışını seviyordu. onun burnunu öptükten sonra yüzündeki çilleri ne kadar sevdiğini ifade edişini seviyordu. o, kollarını sonuna kadar açıp kendisine verdiğin içten kucaklamalarını seviyordu.
ona nazik bir meleği andırıyordun.
daima yamaguchi gergin ve tedirgin olduğunda, ona her şeyin iyi olacağını söyleyerek sakinleşmesine yardımcı oluyordun. daima yamaguchi panik olduğunda uzun parmaklarını onun koyu yeşil saçlarının arasında gezdiriyordun, ve bu her zaman onu yatıştırırdı.
pürüzsüz parmaklarının onun saçlarının arasından nazik ve cömertçe geçişine doyamazdı. sen onun saçlarını parmaklarınla karıştırıp okşarken, onun gözleri yavaşça kapanırdı.
onun yumuşak ve düz saçlarının parmaklarına temas etmesini seviyordun. sen onun saçını okşarken, onun adeta bir kedi gibi davranmasını seviyordun. senin elini alıp kendi yanağına koyması, senin kalbinin kontrol edilemez bir hızla atmasına neden olurdu.
o her gülümsediğinde gamzeleri görünür, bu senin kalbini ısıtır ve bununla birlikte sana onun ne kadar sevimli ve değerli olduğunu hatırlatırdı.
bugün yamaguchi'nin senin tarafından saçının okşanmasını en çok istediği gündü. bugün karasuno'nun seijoh'a karşı maçının olduğu gündü.
onun seijoh'a karşı attığı servisini kaçırdığında ne kadar cesaretinin kırılmış ve utanmış olduğunu hatırladın. onun gözyaşları içinde sana doğru yürüyüşünü, kollarının arasında defalarca ne kadar hayal kırıklığına uğradığını ifade eden söylemlerini hatırladın.
onun bu maç için yüzlerce kez servis çalıştığını ve o servisleri mükemmelleştirmek için voleybol antrenmanlarına ne kadar zaman harcadığını biliyordun. o çalışkandı ve kendini buna adamıştı, bu seni ona daha da aşık etmişti.
maç başlamadan hemen önce huzursuzca parmaklarıyla oynayarak ve suratı bembeyaz bir şekilde yanına geldiğinde, panikledin ve onun gerginliğini yatıştırmaya çalıştın, fakat sözlerin pek işe yarıyormuş gibi görünmüyordu. o huzursuzca kıpırdanmaya devam ederken bir yandan da kendi kendine mırıldanıyordu.
"tadashi" diye seslendin. dikkatini sana yöneltti ve gözlerini sana doğru çevirdi. gergin bir ifadeyle önünde durdu, bu da seni nazikçe gülümsetti.
elini onun başına doğru götürdün ve yumuşak saç buklelerini parmaklarınla nazikçe okşadın. parmaklarıyla huzursuzca oynamayı bıraktı ve yavaşça sakinleşiyormuş gibi görünüyordu. onun yüzüne doğru yaklaştın ve kendi dudaklarını onunkilerle buluşturdun. onun yanaklarının hafifçe kızarmasıyla kıkırdadın.
"orada harika olacaksın" dedin. dudakların hafifçe yukarıya doğru kıvrıldı, "şimdi gidip onların canını oku!"
-
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
yazar: @/naruchaan
ben bu bölüm y/n'ye düştüm sanırım hakasdgkıadhfl
bölümü beğendiyseniz vote atmayı ve istek karakterlerinizi yorumlarda belirtmeyi unutmayın!
