arkadaşın yachi seni erkek voleybol takımının antrenmanını izlemeye davet etmişti, sen de bugün okuldan sonra herhangi bir işin olmadığı için bu teklifi kabul etmiştin.
"kageyama! buraya!" hinata kolunu yukarıya doğru kaldırdı ve kageyama'nın mükemmel pasına hazırlandı.
"bunu dikkatli izle, y/n!" yachi aniden sahanın köşesinden gelip, gülümseyerek bankta yanına oturdu.
kafanı salladın ve dikkatli bir şekilde izlemeye başladın. kageyama bir anda topu yükseğe attı, hinata zıpladı ve o küçük oğlandan beklenmeyecek derecede bir yüksekliğe çıktı. topa sertçe vurarak sahanın karşısına geçirmesiyle takımına puan kazandırdı.
ağzın açık kalmıştı, "w-woah!" bunu yaptıklarına inanamıyordun.
"AFERİN HİNATA!" tanaka küçük çocuğa bir beşlik çakmış, kageyama'ya ise 'çok iyi' anlamında baş parmağını havaya kaldırmıştı.
"b-bu inanılmazdı!" hinata'ya doğru koştun ve aynı tanaka gibi ona baş parmağınla 'iyi' işareti yaptın.
hinata, "y/n! buradasın! teşekkürler teşekkürler!" diyerek eğildi. sen de onu alkışlamaya başlayınca birlikte güldünüz.
pasöre doğru döndün, "oh! kageyama! sen de çok iyiydin!" demenle kageyama'nın yüzünde utandığından dolayı küçük bir pembelik oluştu. hinata kageyama'ya şüpheli bir şekilde bakmaya başlayınca, kageyama da ona dik dik baktı ve hinata'yı durdurdu.
kageyama kekeleyerek, "t-t-teşekkürler" dedi. hoşlandığı kişinin onu övdüğüne inanamıyordu, sana yakın durduğu her saniye kalbi gittikçe daha da hızlı atıyordu.
hinata, "oi oi, kageyama! tamamıyle kıpkırmızısın! yoksa hasta falan mısın?" diyerek güldü.
kageyama hinata'nın yakasından tuttu ve onu yukarıya doğru kaldırdı, "n-ne!? seni salak!! hasta gibi mi gözüküyorum!?"
hinata kageyama'dan kaçmak için kıpırdamaya başladı, "hayır!!" daichi aniden ortaya çıkarak ikisine de ayırıp azarladıktan sonra bir de kafalarına vurdu.
"ikiniz de çocuk gibi davranıyorsunuz!"
"eğer sana kendini tuhaf hissettirdilerse özür dilerim..." daichi gülümsedi ve mahcup bir şekilde elini boynuna götürdü.
gülerek, "hayır sorun yok, aslında kavgalarını izlemek eğlenceli bile" dedin.
"hm, gidip sana biraz atıştırmalık bir şeyler alsam nasıl olur? sonuçta uzun bir süredir bizim antrenmanımızı izliyorsun."
daichi, "tabii ki! benim için bir zevk!" diyerek güldü. siz ikiniz küçük bir sohbete başlamışken, kageyama da uzaktan ikinize göze batacak bir şekilde sinirle bakıyordu.
