yirmi bir

28.5K 1.5K 197
                                    

-Esma-

"Hoşgeldin güzelim" sandalyeye oturduğum an duyduğum sözlerle başımı kaldırdım.

"Ne?"
Şaşkın halime gülüp geriye yaslandı. "Ne demek ne? Güzelim değil misin?" dedi.

"Bilmem öyle miyim?" dedim hala şaşırırken. Tuhaf gerekiyordu benden hoşlanması.

"Öylesin öylesin. Ve böyle böyle tatlı tatlı bakınca seni öpesim geliyor "

NE?

"Tövbe Estağfurullah bismillah. Kimsin lan sen ? Ne yaptın çikolatama?"

Önüme ıhlamur'un konulmasıyla kafamı kaldırıp Ahmet'te baktım. Gül'ün o ballandıra ballandıra anlattığı sevgilisi buranın garsonu Ahmet'ti. İlhan'a sürpriz pasta Gönderdiğim gün birbirlerinin telefonlarını almışlar ve konuşmuşlardı. Yani kendi aşkım yanında bir aşkın daha da alevlendirmesine vesile olmuştum. 

Çok mübarek bir insanım.

"Sağol Ahmet."

Göz kırpıp "bir şey değil." dedi. İlhan'ın kahvesini bıraktıktan sonra yanımızdan ayrıldı. Fincandaki ıhlamuruma üflerken bakışlarımı İlhan'a çevirdim. Kaşlarını çatık Ahmet'i izliyordu.

"Çok hoşlandın herhalde." dedim Ihlamurdan bir yudum alarak.

"Efendim?" dedi. Bana bakınca yüz ifadesi yumuşamıştı ve bu benim çok hoşuma gitmişti. Tebessümümü engelleyemedim.

"Yok bir şey."

"Tanıyor musun onu? Niye sana göz kırptı o?"

"Anlamadım?"

"Samimi konuştunuz. Arkadaşın herhalde." ellerini göğsüne birleştirip tek kasını kaldırdı.

"Ahmet'ten mi kıskandın beni?"

Beni kıskanıyordu. Bu güzel bir şeydi. Yani bana değer veriyordu.

"Yioo yani Kıskanmak değil sadece seni düşünüyorum. Serseri bir tipi var."

Bende onun gibi ellerimi göğsümde bağladım. "Serseri tip nasıl oluyor anlatsana bana." dedim sırıtarak.

"Yani AHMET gibi oluyor. Bak hayır yok tipinde. Herkesle de samimi. Kızlara hep gülüyor bu eve ekmek getirmez. Ama ben her gün eve ekmekle gelirim. Evi çekip çevirir elini sıcak sudan soğuk suya sokmam.... Yani sen aklı başında bir kız olarak tabiki serserileri seçmezsin." o kadar uzun ve boş konuşmuştu ki lafın yarısında dinlemeyi bırakmıştım.

"Yaklaşsana." anlamayarak yüzüme baktı. "Yaklaş yaklaş hadi."

Masaya doğru eğilince ben de yaklaşıp ellerimle yanaklarını kavradım. Yüzünü kendime yaklaştırıp anlına bir öpücük kondurdum. Dudaklarım hala alındayken ellerini ellerimin üstüne koydu.

"Hooop aslanım yakalandınız." Gül'ün sesi bu anı bölmüştü. Ha bir de kamera sesi.

"Her şeyi kaydettim." dedi ve elindeki telefonu salladı. İzin almadan yanıma oturdu. "Kızım gitsene biz önemli bir şey konuşuyoruz."

"Konuşun beraber konuşalım hatta." diyerek elini kaldırmıştı ki Ahmet hızır gibi yetişip geldi. Elindeki pastayı Gül'ün önüne koydu. "Buyur aşkım tam sevdiğin gibi."

Gül ayağa kalkıp ona sarılırken göz devirdim. Bu aşkın mimarisi şuanda da katiliydi.

Gözlerim İlhan'a kayınca gözlerini hızlıca kırpıştırarak bana bakıyordu. Belli ki öpücüğün etkisindeydi. Elimi gözünün önünde aşağı yukarı salladım.

Bir an irkilsede derin bir nefes alıp sakince konuştu. "Habersiz öpülür mü zalımın kızı. Can veriyordum az daha."

"Dimi nasıl öptü lap diye." Gül ne ara oturmuş pastayı gömmeye başlamıştı bilmiyorum ama ağzı yüzü çikolata olmuş bir yandanda bize laf yetiştirmeye çalışıyordu.

"Ne yani sevgilimi öpmeyecek miyim?" dedim sırıtarak.

"Sevgilim mi? Kabul ettin yani?" dedi hevesle İlhan.

"Ettim tabi."

Hızla ayağa kalkıp elimden tuttu ve beni de ayağa kaldırdı. "Gül hesabı sen ödeyiver." diyerek beni de peşinden sürükleyip hızla kafeden çıkarttı.

"İlhan nereye gidiyoruz?" dedim nefes nefese.

Koşuyorduk resmen. "Bilmem sadece seninle dolaşmak istiyorum."

"Dolaşalım ama sakin sakin."

Durup bana doğru döndü. Boşta olan ellerimizi de birleştirip beni yakınına çekti. "Yüzün kızarmış ve saçların karışmış. Bunlara rağmen hala mükemmelsin." dedi sakince. Ben ise hala nefes almakta zorluk çekiyordum.
Ama koştuğumuzdan mı yoksa bu kadar yakın olduğumuz için mi nefes almakta zorluk çekiyorum emin değilim.

"Mükemmel değilim sen öyle görmek istiyorsun." dedi ve bir adım atıp başımı kaldırdım. Yakınlaştıkca aramızdaki boy farkını daha iyi anlıyordum.

"Belki de. Ama tanıştığımızdan beridir senden başkası bana mükemmel gelmiyor. " ve bir adım daha.

Ondan gelecek bir kaç söz için daha beklerken beni anlamış gibi devam etti. "Seni öpebilir miyim?"

Beklediğim güzel sözlerden en güzeliydi bu almaya çalıştığı izin.

Gülerek başımla onayladım. Dudaklarını yanaklarıma bastırdı yavaş yavaş. Sonra da anlıma. En sonda ufak bir öpücük dudağımın kenarına kondurdu.
Dudaklarının değdiği her yer cayır cayır yanıyor, gözlerim buğulanıyordu.
Göz yaşım benden izinsiz yanağıma akarken bu sefer de gözlerimden öptü.

Ve durduğumuz yerde bir sürü kez tekrarladı bu muhteşem anı. Taki annem arasayı kadar. Sonra el ele tutuşup beraber benim eve doğru yol almıştık.

***
İlhan o tanışmadan sonra anca kız istemede girer sizin eve.

PİZZACI -TEXTİNG-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin