otuz iki (F İ N A L)

20.9K 1K 236
                                    

Esma:
Sevgilimmmmm (18:30)

Esma:
Canımmmmm (18:42)

Esma:
Hala uyuyor musuunnn? (18:54)

Esma:
Yuhhh! (19:02)

Esma:
Bu kadar uyunur mu be?

Esma:
Kalk artık gece tekrar yatarsınnn

Esma:
Arayacağım şimdi seni

***
"Alo" sevgilimin uyku mahrumu sesini duyunca gülümsedim. O halini görmek isterdim. Yüzündeki yastık izini görmek karışmış saçlarını düzeltmek isterdim.

"Sonunda uyandın." dedim.

Derin bir nefes aldı. "Bir şey mi oldu?"

"Hayır sadece seni özledim ve sabahtan beridir konuşmuyoruz." dedim kaşlarımı çatarak.

"Ha tamam." dedi ve bir daha da sesi çıkmadı.
Büyük ihtimalle uykuya geri dalmak üzereydi.

"İlhan yarım saatte buraya gelmezsen senden ayrılırım." neden böyle bir şey dediğimi bilmiyorum ama sinirlenmiştim. Ben ona seni özledim diyorum beyefendi uykusuna geri dönüyordu. Tamam romantik bir çift değiliz ama yani bende seni özledim dese yeterdi.

Telefon yüzüme kapanmasıyla sinirle telefonu yastığın üstüne bıraktım. Uyumaya devam ediyordu kesin. Senden ayrılırım dediğim de bile umursamıyordu. Bu kadardı işte bizim aşkımız.

Odadan çıkıp salona geçtim. Babam erkenden uyumuş annem ise televizyon karşısında sevdiği dizinin sonunu bekliyordu.
Yanına oturdum. Bu gün kampta neler yaptığımızı en ince ayrıntısına kadar sormuştu. Kızlarla gideceğim demiştim ama bir şeylerden şüphelenmişti kesin.

İsteme olayı kamp derken bir süredir annemle kavgalıydık. Aklıma gelince dudağımı büzdüm. Anlık gözlerini bana çevirdi sonra tekrar diziye.
"Niye astın suratını?" diye sordu.

"Hiiiç." diye omuz silktim.

"Hiç mi emin misin?" dedi. Olumlu anlamda mırıldandım. Gözleri hala televizyondayken kollarını açtı. Memnuniyetle gülümseyip ayağa kalktım ve önüne oturdum. Kolları arasına girdim. Saçıma bir öpücük kondurup çenesini kafama koydu.

"Ben hep senin iyiliğini düşünüyorum biliyorsun değil mi? Yanlış yapabilirim bende insanım ama tek istediğim senin iyiliğin mutluluğun." gözlerim dolarken kokusunu derince içime çektim.

Sürekli kavga eder birbirimizi yerdik ama sonunda gene birbirimizden derman bulurduk. "Annene ne kadar kızsanda iyi bil kızım kimse annen kadar düşünmez seni. Kimse annen kadar önemsemez. Parmağının ucu acısa annenin yüreği dağlanır. Baban, kocan, çocukların, arkadaşların kim olursa olsun senin için annenin yapacaklarından fazlasını yapamaz. Annenin senin için yapacaklarının sınırını yok." sonlara doğru sesi çatallaşmıştı.

Kafamı kaldırım yüzüne baktım. O da benim gibi ağlamıştı. Gözleri hemen kızarmıştı. Burnu da. Benim de öyle ağladığımda hep kızarırdı.

Yanaklarıma öpücük kondururken dayanamayıp geri sıkıca sarıldım."Özür dilerim anne. Seni üzdüysem affet."

"Ben canım kızıma hiç darılmam."

Birbirimize sıkıca sarılıp bir süre ağladik. En az annem kadar duygusaldım. Kapı çalınca birbirimizden ayrıldık.

"Allah Allah bu saatte kim gelir ki ?" dedi ve ayaklandı. Ben de onu kapıya kadar takip ettim.

PİZZACI -TEXTİNG-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin