özel bölüm -1-

18.9K 1K 244
                                    

-Esma-

Şuanda kendimi bir şakanın içinde hissediyordum. İlhan'la bir yıla yakın  sevgili olarak kalmıştık ve sonunda beni ikna edip istemeye gelmişti.

Sağ baştan Orçun amca ve karısı Tülin teyze, Selim amca ve karısı Berna  teyze, koltuğun diğer tarafında(L koltuk) dünürler -İlhan'ın anne ve babası, abisi ve abisinin karısı, kardeşi- komşudan aldığımız iki tane koltukta da annem ve babam oturuyordu. Ben, İlhan ve olmazsa olmazımız Gül ile Ahmet hep beraber sandalyelerde oturuyorduk.

Yani anlayacağınız baya bir kalabalıktık.
Kahve faslına geçip herkese kahvesini dağıtmıştım. Tabi o kadar kahveyi heyecandan mutfaktan çıkarken dökmüştüm. Tam ağlamaya duracaktım ki Gül arkasından bir tepsi daha kahve yaptığını söyleyince bir kere daha ona borçlu kalmıştım. Zaten sürekli arkamı toplanıyor muydu?

Şuan İlhan ile bakışıyorduk. Çünkü bizim adetlerimizde damat gelinin getirdiği kahveyi sonuna kadar içerse gelinin her istediğini yapacağını, onu hiç kırmayacağı, rahat ettireceği kaba tabirle hanımcı olacağı düşünülüyordu.

"Fazla tuz yoktur inşAllah." dedi İlhan'ın annesi. Kendisi ile tanışmamız çok değişik olduğu için kadın bana ısınamamıştı. İlhan'a sürpriz yapmak için gizlice evine girmiştim ve tek sürpriz yapacak kişi ben değilmişim. Beni hırsız sanması ve benim de onu hırsız sanıp yere itmemle birlikte bacağını kırması derken konu uzamıştı.

"Yok teyzecim bir tutam tuz bir tutam karabiber biraz nane iki kaşık sirke az da eritilmiş tereyağı falan filan." dedi Gül çenesini tutamayarak. Yanımda olduğu için dizine bir tane geçirdim.

"Canım şimdi yemek tarifi vermenin sırası mıydı?" dedim yalandan gülerek.

"Yok kanka kahvenin içinde-" sözüne devam etmeden müstakbel kaynanam Leyla hanım söze girdi. "Kızım siyanür koysaydın. Öyle daha çabuk ölürdü oğlum."

"Anne tamam abartma. İçeceğim işte kahveyi adettendir diye koymuş kız." sevgilim ortalığı yumuşatmak için araya girse de bu sefer babam dahil oldu.

"Hayırdır İlhan bir itirazın mı var aslanım? Varsa bilelim tek evin tek kızı ona göre."dedi. Babam erken olduğunu söyleyip en başından beridir istemiyordu.

"Yok efendim olur mu öyle şey?" diye İlhan sözünü bitirir bitirmez Leyla hanım lafa girdi. "Efendi efendi sizin evin tek kızı ise bizim de oğlumuz ağaç kovuğundan çıkmadı. 'Yanında ki müstakbel kayınbabam Orhan'a dönüp' Orhan sende bir şey desene."

"Aman bırak hanım bunlar bu işlerin tuzu biberi." ben kayınbabamla çok iyi anlaşacağımı o zaman anlamıştım. O ben çektim İlhan'da çeksin havasındaydı.

"Babacığım artık söze mi girseniz?" dedi İlhan'ın abisinin eşi. O da taze gelin sayılırdı. Abisi -İsmet- Elif abla ile -eşi- altı ay önce evlenmişlerdi. Elif abla da üç aylık hamile idi.

"Bu iş olmaz." dedi Orçun amcam. Geldiğinden beridir ilk defa konuşmuştu o da olumsuzdu.

"Olacaksa bile senin şom ağzından olmaz." dedi Selim amcam.

"Aynen öyle." diye eşi Berna teyze de katıldı ona.

"Siz de kocamı iyice kötü bellediniz." diyen Tülin teyze ile elimi yelpaze maksatıyla kendime sallamaya başladım. Şimdi düşüp bayılacağım.

Herkes kaos içinde birbirine girerken Orçun Amcam'ın tek sözü kulağıma girdi. "Aha bu kızı bu oğlana vermezseniz kendini camdan atar."

Ne olduğunu anlayamadan İlhan'ın annesi ayaklandı. "Kalkın kalkın bunlar kız vermeye gönülleri yok. Bizim de oğlumuzun bunların kızına kaldığı yok."

Gözüme salondaki açık cam çarptı. Herkes bir kaos peşinde koştuturken camın önüne gelip bağırdım. "Susun artık yoksa kendimi atarım."

"Aha ben dedim." diyen Orçun Amcam'ı Selim Amcam uyarmıştı.

"Kızım ne yapıyorsun orada?" dedi endişeyle annem.

"Ben bir şey yapmıyorum. Yapan sizsiniz. Ya seviyoruz diyoruz erken diyorsunuz evlenmek istiyoruz diyoruz sizin kız vermeye gönlünüz yok diyorsunuz. Biz istedikten sonra size karışmak düşmez. Köstek değil destek olmanız gereken yerde mutlu günümü mahvediyorsunuz."

"Sevgilim çekil hadi oradan." İlhan yanıma yaklaşınca onu durdurdum.

"Gelme dur daha bitmedi. Leyla hanım siz oğlunuzu seviyorsunuz tamam ama bende seviyorum. Siz onu benden ayırınca daha mutlu olmayacak o. İsterseniz beni sevmeyin benden nefret edin ama oğlunuz için bana katlanmak zorundasınız."

Babama doğru döndüm. "Baba, babam seni de anlıyorum. Beni çok seviyorsun biricik kızınım senin ama hep seninle olacağım diye bir şey yok. Benimde sizden ayrı hayatım var. Yani baltalamaya çalışmazsanız kurulacak."

Herkes sessizleşirken devam ettim. "Koca koca insanlar saçma sapan şeylerden bahane üretiyorsunuz ayıp!"

Pencereye az daha yaklaşıp kolumu dışarı sarkıttım. Bu hareketimle öne doğru atıldılar ama bir şey yaparım düşüncesi ile daha fazla yaklaşmadılar. Şuan bütün kinimi kusuyordum onlara.

"Şimdi İlhan sen kahveni tek dikişte bitiriyorsun baban beni istiyor babam beni veriyor sonra da ankara havası oynuyoruz tamam mı?" ses gelmeyince tekrarladım bu kez daha yüksek sesle."tamam mı dedim?"

İlhan kafa sallayıp hemen arkasındaki sehpadan kahvesini aldı. "Yeter ki sen sakin ol." diyip kahveyi tek yudumda bitirdi. Oh yarasın.

Yüzü tuhaf bir şekil alırken öksürmeye başladı. Onu umursamayıp kayınbabama döndüm. "Orhan bey isteyin şimdi beni babam verecek zaten. Dimi baba?"

Sözüm tehditkardı. Babam oflayıp olumlu anlamda kafa salladı. Orhan babam vakit kaybetmeden lafa girdi. "Allah'ın emri peygamberin kavliyle kızını oğlumuza istiyoruz."

"Söz sende baba."

"Verdik gitti." dedi babam ağzının içinden.

"Şimdide Gül aç oradan müziği. Herkes oynayacak! Oynamayan görürsem yakarım burayı."

Müzikle herkes zoraki oynarken Orçun Amcamın babamın kulağıma bizim duymadığımızı zannederek bağırarak söylediği lafa güldüm. "Sende Kübra da saf insanlarsınız. Bu nasıl çıktı sizden hayret!"

***
Kıza bıkkınlık getirdiniz canım.

PİZZACI -TEXTİNG-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin