Yeni güne uyanılmış, kahvaltı yapılıyordu Hazindar konağında. Burçin dün geceden sonra Sibele güvenmemiş, oğlunu bile bir an olsun o kadınla tek bırakmıyordu. Kadın zekası başkaydı, Burçin onun neler yapabileceğini tahmin edebilecek kadar zekiydi. Zaten Şivan en çok bundan etkilenmiyor muydu? Karısı zekiydi bir şey diyorsa, yahut yapıyorsa vardı bir bildiği.
kahvaltısını bitiren Şivan ayaklanıp kızının odasına gitti, peşinden de karısı. Kızı hala mışıl mışıl uyuyordu, yaklaşıp küçük yüzünü öptü. Kızı yüzüne değen sakallar yüzünden huylanmış uyku halinde yüzünü buruşturmuştu. Şivan kızının bu haline gülümseyip konuştu.
"Sakalları kessem iyi olacak kızım sevmiyor"
Burçin araya girip elini kocasının yanağına koydu.
"E ama ben seviyorum Şivan kesmeni istemiyorum."
Şivanın 2 kızı vardı artık emindi.
"Tamam bebekamın kesmem. Kızımız da alışacak mecbur"
Hamza bugün işe gitmeyecekti, evlilik hazırlığında olduğundan ona izin vermişlerdi. Aklında ki Hamzayı bir kenara bırakıp onu geçiren karısına döndü.
"Kendinde dikkat et, Sibel konusunu da takma kafana görme onu güzelim tamam mı?"
"Görmem hayatım merak etme. Sen de kendine çok dikkat et"
İşe giden kocasının ardından oğlunu da hazırladı, birazdan okula gitmesi gerekiyordu. Oğlunu hazırlayıp Ömere teslim etti. Kızına bakmak için odasına gitti. Güzel kızı hala uyuyordu. Oğlu da okula gitmişti. Burçin şimdi terasta boş boş oturuyordu. Mesleğini o kadar çok özlemişti ki. Acaba Şivana söylese izin verir miydi? Konuyu ona açmayı çok istiyordu. Evlerine gelen misafirin kayınvalidesine söyledikleri yüzünden işi bırakmıştı. o zamanlar zaten Şivanla birbirlerine yeni alıştıklarından işi bırakmayı o da istemişti ama şuan deli gibi özlüyordu mesleğini.
Aşağıdan gelen güçlü ama cılız çığlıkla kızının uyandığını anladı. merdivenlerden inmişti ki kızını odasından kucağında kızıyla çıkan Sibeli görmesiyle hızla yürüyüp kızını aldı.
"Bir daha sakın dokunma çocuklarıma"
Sibel neye uğradığını şaşırmış, karşısında ki kadına bakıyordu. Bu kadın ona nefes aldırmayacaktı belliydi.
Burçin kızını alıp kendi odasına götürdü. Ne hakla alırdı kızını hala aklı almıyordu.
Şivan karısından gelen telefonla önünde ki dosyadan başını kaldırdı. Sesi biraz sinirli, biraz bir şeyler söylecek gibiydi. sesini duymak istedim diyordu ama vardı bir karın ağrısı.
"Burçin söyle bakalım neyin var?
Burçin kocasının nasıl anladığını düşünmüştü, sonra vazgeçip olan her şeyi anlattı. Şivan sakince dinlemiş ardından konuşmuştu.
"Güzelim belki de sen büyütüyorsundur, belki de kızcağızın öyle bi niyeti yoktur? olamaz mı?"
"Kızcağız mı? Şivan ne diyorsun sen farkında mısın?"
farkındaydı Şivan. Belki de cidden de karısı büyütüyordu. Olamaz mıydı?
Burçin daha fazla bir şey duymak istemediğinden telefonu kapattı. Kocası o kadın için kızcağız demişti. Burçin ben demiştim demek istemiyordu ama bu gidişle ben demiştim demek zorunda kalacaktı. Kocası ne düşünürse düşündün o kadın ne çocuklarına ne de kocasına yaklaşmayacaktı. Buna izin vermezdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖĞRETMEN HANIM
Ficción GeneralSpiritüel= 2. (21.11. 2020) Güç= 1. (13.09.2022) "Torunumu hayata döndürdüğün gibi oğlumu da hayata döndür" dedi yaşlı kadın. Peki şimdi ne olacaktı? "Olacağına inandığın her şey birgün gerçekleşir." Kapak tasarım: ebrar-ky