BEN ACIYDIM...

9 3 2
                                    

Gözlerimi hafifçe araladım,saate baktım akşamın beşiydi,odada gezdirdim bir süre göz bebeklerimi.Minimalist bir odaydı,sade,sapsade...Sonra gözüm sandalyede uyuklayan Kübra'yla Melek'e gitti.Kübra'nın açık kahverengi saçları,bal rengi gözleriyle kuzen olduğumuza bin şahit isterdi,Melek'se simsiyah saçları,kapkara gözleriyle tam bir Türkan Şoray'dı.Peki ben...Ben neden böyleydim,herkes gibi...Kapkahve gözlerle,ifadesiz bakışlarla,dizilerdeki güçlü kadınlara olan benzerliğimle.Dizilerdeki kadınlar güçlüydü belki ama ben,bir çocuk kadar güçsüz ve korkaktım ve sadece güçlü durmaya çalışanlardandım.Yarım saat sonra içeri annem girdi iki gündür hastaneyi birbirine katmanın verdiği suçluluk duygusuyla baktı bana,babamla kapıdan girer girmez deprem etkisi yaratmış,düzenime el koymuşlardı.Yatağımdan doğruldum ve "Gülsüm'le Caner nerede?" diye sordum sessizce.Eve temizliğe gönderdiğini söyledi.Ertesi sabah taburcu olup çıkacaktım bu minimalist olmasına rağmen beni daraltan odadan.Az da olsa sevindim derken bir telefon sesiyle irkildim.Telefon annemindi,konuşmalara göre arayan teyzemdi.Kızlar uyanıp esnerken annem odadan çıktı,bana da kızların esnemeleri kaldı.Kübra'nın gözleri kapalı "Meteee!Meteee!" diye sayıklarken Melek'te kahkahalarla ona gülüyordu,bense hiç istifimi bozmadan onları seyrediyordum,benim gibi birini nasıl sevebiliyorlardı onu anlamaya çalışıyordum.

Katı kurallı,asık suratlı birini ne kadar sevebilirdiniz ki,bir saat?Üç gün?İki hafta?Onlar beni on yılı aşkın süredir seviyordu,hemde hiç tereddüt bile etmeden.Ben ne yapıyordum peki?Onları kendimden uzaklaştırmaya çalışıyordum,sırf Sahra'yla araları bozulmasın diye rol yapmaya devam ediyordum.Aslında beni iş güç değil rol yapmak,kabuk örmek,suratsız gezmek,ağlamak,üzülmek yoruyordu,ben ne kadar inkar etsemde...Kalbime,yüreğime kazınmıştı bunlar.Hangisi bendim?Hangisi benimdi?Hangisi benimleydi?Şaşırmış durumdaydım artık.Berk aklıma geliyor bir köşede oturup yıkılışımı seyrediyordu,Sahra'ysa onun yanına oturuyordu.Yine yangınlar,kabuslar beni buluyordu.Belki o çukura onlar yüzünden düşmemiştim ama o kabusları onlar yüzünden görmüştüm.Onlar yüzünden kalbim kaskatı olmuştu,unutulmuştu,yapraklarım solmuştu,ilkbahar sonbahar olmuştu,gözyaşlarım kurumuştu ve acı bedenim olmuştu.Benim asıl sebebim onlardı,onlara olan aşkımın nefrete alışmasıydı.Ben onlara nefret kusamamıştım belki ama rahat bırakmıştım,anlatamasamda anlamıştım,ağlayamasamda ağlatmamıştımda,kahrolmuştum belki ama onlara göstermemiştim benden gidenleri,gerçekleri...Belki korkaktım belki de çok aşıktım,belki yalnızdım belkide kararsızdım...Ama kesin olan bir şey vardı,ben acıydım...

Kararmıştı hayatım,
Biraz geç anladım,
Sustum ağlayamadım,
Çünkü ben acıydım.

Acıyı da gömdüm kalbime,
Sığmadı nefret yüreğime,
Geçmiş gözlerimin önünde,
Gözyaşlarım için çökmüştü önüme.

Hislerimin katiline...



(Şiir ve sözler bana aittir!)
Görüşmek üzere...

GÜNIŞIĞI🌌🌅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin