Hazırladığım kreplerden birini aldım ve ağzıma bir lokma attım.Sonra gözüm ocağın kenarında unuttuğum yarısı dolu çay bardağına gitti,üzerinde ki buharı daha sönmemiş bardağı almak için bir iki adım attım.Elim bardakla ısı geçişi yaparken bardağın geri kalanını bir dikişte yudumladım.Dilim yansa da umursamadım,her gün aynı kaynar çayı içiyordum sonuçta,alışmıştım.Bitmek üzere olan krebimi ağzıma attım ve kızarmış patatesleri karıştırdım.Kızaran patatesleri geniş bir tabağa alırken kapıda Gülsüm belirdi.Gözleri uykulu uykulu...Bir kupaya çay doldurup eline tutuşturdum,hiç bozmadan odasına adımladı.Sonra Kübra'yla Sahra girdi mutfağa,her zaman ki gibi çok saçma bir konu için didişiyorlar,yine ikilemde kalıyorlar ve yine sorunu cevabını sorarak beni de bu tartışmaya ortak ediyorlardı.Masaya koyduğum patates tabağını gösterdim ve oturmalarını rica ettim.Onlar otururken son krebide tabağa alıp bende oturdum.Melek'in cin bakışları ve dilindeki şarkı bütün monotonluğu alt üst etti.Saçı fönlü,makyajlı yüzü ve üzerine giydiği pullu kazakla bütün günlerimizi değiştireceğe benziyordu.Arkamdaki sandalyelerden birini çekip oturttum,şarkısını bitirip oturdu,modu yüksekti.Biz sohbet ederken Gülsüm koca gülümsemesiyle girdi içeri,üzerinde koyu kahve bir hırka ve o tonlarda kıyafetlerle konbinlenmişti.Elinde iki tane toz pembe kumaş bize gösteriyordu.Biz aval aval suratına bakarken Sahra olaya el atıp söze girdi ve "Bu ikisinden biriyle tunik dikicez de,ilkbahar kombinli olucak.Hangi rengi seçeceğimize karar veremedik eleye eleye gittik,desteğe ihtiyacımız var." diyerek bizi aydınlattı.Ben Sahra'nın dediklerine hiç umursamadan patatesten iki çatal aldım.Kübra ile Melek'se "Ee ikiside aynı değil mi?" diyerek büyük bir pot kırdı.Kübra,Melek ve Sahra çok benzer karakterlerdeydi,neşeli,vurdumduymaz,kafasına buyruk,konuşkan ve sosyal.Gülsüm'le bense,sessiz,içine kapanık,ortalıkta fazla dolaşmayan tiplerdendik,tek fark ben Gülsüm gibi duygularımı dışa vuramıyor,onun gibi tebessüm edemiyordum,kim bilir...
Belki de tebessümlerim Sahra'nın kalbine batmasın diyedir hüzünlü bakışlarım...Kimse duymasın diyedir içime haykırışlarım...İçimde uktedir anlatamayışlarım ve bana kabustur bu korkuları atlatamayışlarım...
Gerçek zannettiğim hislere...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜNIŞIĞI🌌🌅
Romanzi rosa / ChickLitSÖZYAŞLARI kitabımın devamıdır!!! Gün ışığı karanlığı gizler,ihanete uğrayanlarsa kanayan yaralarını...Aradaki tek farksa hiç bir suçu yokken ihanetten geri kalanların yara alması...Peki ya gün ışığı o ihanetin yaralarına gönderirse ışınlarını,o yar...