"Hıh filofobiymiş,güliyim bari.Utanıyorum demiyorda" dedi gülerek Kübra,ağzına börek tıkıştırmakla meşgul Melek'se onu başıyla onayladı.Sesimin tonunu bir tık sertleştirerek "Beni konuşmayı bırakalımda sen dün kaçta geldin amigo" dedim ve keskin bakışlarımı Kübra'nın bahane arayan bakışlarında gezdirdim."Dün gece?" dediğinde bir yalan uyduracağını tahmin ettiğimden başımla sorusunu onayladım."Dün gece ben on da geldim" dedi,oda arkadaşı Melek'e 'Eğer ele verirsen bittin' bakışlarından fırlatarak."Bir yirmi" dedim donuk bir ifadeyle,anlamaz gözlerle baktığındaysa "Biri yirmi geçe eve,otuz beş geçede yatağına girdin.Arkadaşımıza ödülünü verelim"
"Ne ödülü?" diyen Kübra'ya "En iyi yalancı ve Oscar" dememle masada bir uğultu oldu,kapak ettiğim laf masadaki deprem etkisini yitirdiğinde herkes evden çıkış işlemlerini yapıyordu.Toparladığım iki artı bir eve son bir göz gezdirdikten sonra arkalarından çıktım.Bütün yaz bu ev bomboş kalacaktı,aynı içimdeki tarifsiz boşluk gibi...
Caner'den...
"Veee yaz tatilinin vazgeçilmezi limonataaa!" diye bağıran Ali'ye baktım, 'şansını zorlama' der gibi.Limonatayı önüme koymasıyla köşeye sinmesi bir oldu.Emir, "Seninkini mi düşünüyorsun?" dedi içimi okumuşçasına,"Evet,ya sen?" dedim."Bende" dedi dalgın dalgın,elimi garson çağırmak isteyen bir müşteri gibi,havada şıklatarak "Bir tane akıllı olmaz mı ama yaa" dedim.Kafasını iki yana sallayarak "Benimkini düşünmüyordum,sadece Ali limonatasına niye tükürüyor onu düşünüyordum" dedi parmağıyla Ali'yi göstererek.Ali'nin kafasına bir şaplak atmamla hep bir ağızdan "Harbi malsın" dememiz bir oldu.Bizi umursamayan Ali Emir'e manalı bakışlar savurarak "Ha seninki var yanii" dedi,üzerindeki bakışları atamayan Emir ise en sonunda Ali'yi kovalamaya başladı.
Melih önümdeki boş limonata bardağını kenara çekerek konuşmaya başladı.
"Altı ay!Bu kız tam altı aydır seni görmüyor,belkide görmezden geliyor.Ben seni en eski arkadaşın olarak hiç böyle görmemiştim,defalarca aşık oldun ama onlar bir süre sonra seni fark ettiler.Ya bu kız?Kibirlinin teki,geçen gün selam vereyim dedim bakmadan gitti.Caner aklını başına topla,bu diğerleri gibi değil!Benim düşüncemide bir gözden geçir derim ben."
Melih az da olsa haklıydı,aylardır uğraşıyordum onun için,sebepsizce...Onun tek yaptığıysa kendini kitaba deftere gömmekti,beni fark etmeyip sebepsiz boş yere hayata küsmekti.
Ağzımı açmama kalmadan Ali sırılsıklam bir şekilde eve girdi.Kafasını sallayarak su damlalarıyla buluşturdu bizi.Hemen arkasındanda Emir'i görmemle anladım,yine birbirlerini kovalarken havuza düşmüşlerdi.Ellerine birer havlu tutuşturarak odalarına yolladım ikisinde.Melih,bir şey hatırlamışçasına konuşmaya devam etti.
"Söylediğin yalanlarıda unutmamak gerek,farz edelim ki bu kız seninle sevgili olacak o zaman ne halt yiyeceksin.Ne diyeceksin kıza?Annem üniversitede öğretim görevlisi babamda üniversitenin sahibi mi diyeceksin?Yalancılığa büründün resmen,yurtta kalıyoruz falan,bir an önce gerçekleri söylemelisin"
Yine haklılık payı vardı ama bu sefer daha çok,daha gerçekçi...Onu sevmeme rağmen yalan söylemiştim,sırf onunda diğerleri gibi çıkmasından korktuğumdan.
"Melih diğer olayları biliyorsun,kim öğrense ya faydalanmaya çalışıyor ya da torpillendiğimi düşünüyor.Ama burada kimse bilmiyecek" dedim kendimi acındırarak.Kabullendi,ama bir süreliğine.Bir insan evladı üç senede yedi okul değiştiremezdi,ama benim öyle bir imkanım olmuştu.En son sevgili olduğum kızın bana olan saplantılı aşkı yüzünden iki okul değiştirmeme sebep olmuştu.Kendime bir söz vermiştim,ne olursa olsun bu durumumu bir süre kimseye söylemeyecektim,Efsun'a bile...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜNIŞIĞI🌌🌅
Chick-LitSÖZYAŞLARI kitabımın devamıdır!!! Gün ışığı karanlığı gizler,ihanete uğrayanlarsa kanayan yaralarını...Aradaki tek farksa hiç bir suçu yokken ihanetten geri kalanların yara alması...Peki ya gün ışığı o ihanetin yaralarına gönderirse ışınlarını,o yar...