Sonunda gözyaşı kokan odamdan,aile fotograflarıyla dolu evimden ve geçmişin çığlıklarıyla bezeli şehrimden kurtulmuş ve benim için bembeyaz bir sayfa olan yeni hayatıma tekrardan geçiş yapmıştım.Yeni hayatım eski hayatımı aratmıyor,hatta gecmişimi bile unutturuyordu bana,Berk hariç...
Belki artık Berk yerine Caner'e düşüyordu aklım ama tamamen yok olmamıştı hafızamdan,def olmamıştı rüyamdan,yorulmamıştı beni bıktırmaktan...Onunla yüzyüze gelmemiş olmamama rağmen her gün bir şekilde onu hatırlıyordum,bir yerde şeker pakedi gördüğümde,bahçedeki çiçeklerde ve toprak kokusunda onu buluyordum,neydi bu aşk mı?Yoksa geçmişin,susmamın bedeli olarak,benden intikam alması mı?Etrafımdakilerin bile beni anlamayıp yalnızlığa mahkum bırakması mı?Ayağımın iyice düzelmiş,bunun üzerine üniversiteye gidiş yolum açılmıştı.Yavaş yavaş yeni hayatımın eski düzenine ayak uydurabilmiştim,düzenim aynı şekil gidiyordu.Alışamadığım tek şey Caner'di.Eskisi gibi şantiyeyi birbirine katmıyor,suspus oturup işlerini yapıyordu,benim gibi davranıyordu.Bana buz gibi davranıyor sürekli dengemle oynuyordu,bir mutlu bir donuk,bir var bir yok.Benim ümitlerimde onun gülüşü gibi yok olup gidiyordu,ona olan güvenim ümitlerimden daha hızlı davranıp beni arafta bırakıyordu,en kötüsü ben bunların farkındaydım ve umursuyordum.
"Tekrar konu çıktılarını mı bekliyorsun?" dedim fotokopi makinesinin başında bekleyen Caner'e.Cevap vermeye bile tenezzül etmeden kafasını olumlu anlamında salladı.Bir süre yüzünü inceledim,yakışıklıydı ama öyle abartılı değil,çocuk gibi bir yüzü,kısacık sakalları vardı,benden az uzundu ve büyülü yemyeşil gözleriyle bana bakmıyordu artık.Onun yüzünü incelerken dünya durmuş,herkes susmuştu,ya da dalgınlığımdan ben öyle zannediyordum.Fotokopi makinesinden çıkan kağıtları aldı,elini havada sağa sola sallayarak klişe bir hareket yaptı.Onun hareketlerini fark ettiğim gibi toparlandım,parmağıyla ağzımı işaret etti,ne oluyor dememe kalmadan yüzümdeki aptal gülümsemeyi fark ettim ve hemen eski ciddiliğime döndüm.O arkasını dönüp gitti,bense surat asmaya devam ettim.
Nedenini bilmediğim bir şekilde onun yanında sürekli gülümsüyor,aptallaşıyordum.O gittiğindeyse,eskisi gibi oluyordum.Nedendi bu duygular,karmaşalar,ağlamalar,aşık gibi olmalar?..Bir tek Caner'de değil Melek'te,Kübra'da,Gülsüm'de de vardı bu haller,hepsinin yüzünden düşen bin parça,kayboluyorlardı hal hatır sorduğumda.Neler oluyordu herkese?Bi'haller vardı,çözemiyordum,olaylar dönüyordu,göremiyordum.
Arkamdan iş çevriliyordu sanki,güvendiğim dört insan tarafından.Ne zaman göz göze gelsem her biriyle,ya gözlerini ya ayaklarını kaçırıyorlar,beni soru işaretleriyle bırakıyorlardı.Suspus oturup bir şey anlatmıyorlardı.Herkes özünden yavaş yavaş uzaklaşıyor,değişiyordu,benim gibi...Görüşmek üzere...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜNIŞIĞI🌌🌅
Romanzi rosa / ChickLitSÖZYAŞLARI kitabımın devamıdır!!! Gün ışığı karanlığı gizler,ihanete uğrayanlarsa kanayan yaralarını...Aradaki tek farksa hiç bir suçu yokken ihanetten geri kalanların yara alması...Peki ya gün ışığı o ihanetin yaralarına gönderirse ışınlarını,o yar...