bölüm 23 BAR

107 9 0
                                    

ısrarla çalıp duran telefonum, uykumun zaten içine etmişti. normalde açmazdım ama, patlayacak bir kişiye ihtiyacım vardı ve Bingo, arayan kişi, piyango sana vurdu. sinirle arayana bakmadan telefonu açıp, odada duygunun olmaması bahanesiyle çığırdım.

"ne var ya ne. uykumun içine edecek kadar önemli olan ne" badenin kahkahasının ardından sinirle doğruldum.

"Ay simin, sen uyuyor musun. Kız saat daha on bir tavuk musun bu saatte uyunur mu" odanın kapısı açıldı ve içeri elinde telefonla bade girdi. Telefonu hızla kapattım. Üstümdekilere bakıp gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdı. Elimi tutup ayağı kalkmam için çekiştirdiğinde homurdandım. Içeri ne zaman girdiğini bilmediğim derinin çantamı karıştırdığını fark ettiğimde hızla konuştum.

"derin çantamı karıştırmayı-" sözümü elinde gördüğüm pembe, kadife günlüğüm kesmişti. "onu okumayı aklından bile geçirme" gülümseyerek bana uzattı.

"bizden mi saklıyorsun. duygunla olanları biliyoruz yani ne yazabilirsin ki başka" elinden günlüğümü alıp kenara koydum.

"boş ver. hayırdır gece gece nereye" badenin çabaları sonunda işe yaramıştı, kolumdan tutup beni ayağı kaldırdığında keyifle sırıttı. "aptal maptal ama seviyorum bu kızı" badenin düşündüğü şeyi duyduğumda gülümsedim. çok kısa bir zamanda alışmıştık birbirimize. 

"canlı müzik dinleyebileceğimiz bir kafe varmış oraya gidiyoruz. üçü önden gitti, hadi giyin biz de gideceğiz. hem içeriz biraz" yatağa oturup mırıldandım.

"iyi eğlenceler size, uyusam daha hayrımadır" derin beni çekiştirdi bu defa.

"simin saçmalama gel işte. hem, tutturmayacağız iç diye" bade kaşlarını çattı.

"tutturmayacak mıyız" derinden bir dirsek yediğinde "haa" sesi çıkarttı, ona bakarak konuştu.

"elbette, tutturmayacağız ya. manyak mıyız biz" umursamaz bir tavırla konuştum.

"değil misiniz" bade hızla konuştu..

"sus, konuşma yeter. giyin gel, uyuyayım deme sakın" oysa ki bilmiyorlardı odadan çıktıkları anda uykuma kavuşacağımı. Odadan çıkıp kapıyı kapattıkları anda yine yatağa uzanıp üzerime yorganı örttüm ve gözlerimi kapattım. Telefonumun çalmasıyla sıkı bir küfür savurup yastığımın üzerinde olan telefona baktım. Duygundu. Açıp kulağıma götürdüğümde ciddi sesi kulağıma geldi.

"Simin, uyan" iç çekip inlercesine mırıldandım.

"Hayır" yine kendinden emin sesi kulağıma geldi.

"Uyanır mısın demedim simin. Uyan dedim çünkü başka bir seçeneğin yok" derin bir nefes aldım.

"Var. Emirlerine uymamak bir seçenek" nasıl bir cesaretle söylediğimi bilmiyordum.

"Öyle mi küçük hanım. Tamam, o seçneği seçtiğinde ne olacağını gör" ne dediğini umursamadan onaylarcasına mırıldanıp telefonu kapattım. Zaten kapalı olan gözlerimin ardından karanlığa çekilirken itiraz etmedim...

*************

"Simin, uyan çabuk" kolumdan çekilmeyi umursamadan mırıldandım

"Bırak beni" duygunun panik dolu sesi geldi kulağıma. neydi bu kadar panik yapılacak şey.

"Kızım tusunami oluyor uyuyorsun, hadi kalk" merakla  açtım gözlerimi.

"Gerçekten mi" panikle başını yukarı aşağı salladığında hızla doğruldum. Yerdeki botları ayağıma geçirirken duygun beyaz montumu giymeme yardım edip, ayağı kaldırdı ve odadan çıkardı. Kapının önünde dikilen dördü, beni gördüğünde kahkaha attığında olanları yeni anlıyordum.

KARMAŞAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin