32

441 15 39
                                    

Sude'den...

Karşımdaki adamın uzattığı elini sıktığımda yüzünde az önceki gülümsemesini yerleştirdi. Tehditkar ama aynı zaman da kibar bir ifade suratında duruyorken aramıza bir ses girdi.

''Sude hayatım.''

Yamaç'ın sesini duymamla elimi yavaşça Veli'nin elinden çekerek sevgilime baktım. Yamaç bana kısa bir bakış attıktan sonra gözlerini tamamen karşımdaki adama dikti. Veli'ye baktığımda Yamaç'a gülümsediğini gördüm. Ama bu sefer kibar gülümsemesi değil de tamamen tehditkar ve alaylı bir gülümsemesi olduğunu gördüm.

''Merhaba ben Veli.''

Veli elini Yamaç'a uzattığında Yamaç kaşlarını çatarak onun eline baktı. Veli sıkılmayan elini aşağıya indirdiğinde Yamaç bana döndü.

''Kim bu arkadaş?'' Dedi.

Ben de kim olduğunu bilmiyordum. Az önce benden sadece yardım isteyen bir adamdı fakat şu anda daha fazlası olduğunu düşünüyordum. Paris'e gideceğimiz için Yamaç'a bu düşüncemi söylemek istemedim. Keyfimizin kaçmasını istemiyordum.

''*** bu kapıyı bulamamıştı benden yardım istedi.''

Yamaç söylediğimle bir kaç saniye dursa da sonra kafasını sallayarak karşımızdaki oldukça yakışıklı olan adama döndü.

''Aradığın kapı üst katta oraya çıkınca görebilirsin.''

Yamaç'ın konuşmasıyla Veli kafasını anladığını belirterek salladı. Yamaç'tan gözlerini alarak gözlerimin içine baktığında yerimde hafifçe kıpırdandım.

''Yardımın için teşekkür ederim.'' Dedi.

Ardından Yamaç'a baktı.

''Görüşmek üzere küçük Koçovalı.''

Yamaç'a göz kırparak yanımızdan hızlı adımlarla ve yüzündeki gülümsemeyle ayrıldığında şaşırarak arkasından baktım. O Yamaç'ı nereden tanıyordu? Bizden oldukça uzaklaşan Veli'den gözlerimi alarak Yamaç'a döndüm. Sinirli ve şaşırmış gözüküyordu.

''Bu adamda bir numaralar var. Ben gidip öğreneceğim.''

Yamaç lafının ardından yanımdan ayrılıyordu ki kolundan tutarak onu durdurdum.

''Yamaç bugün bizim hayalimiz gerçekleşeceği gün bırak bu adamla sonra ilgilenelim.'' Dedim.

Bugünü hiçbir şeyin bozmasını istemiyordum. Ben sevdiğim adamla Paris'e gitmek istiyordum. Yamaç gözlerini gözlerime indirdiğinde yumuşacık bakışlarla ona baktım.

''Lütfen.''

Sesim o kadar yumuşak çıkmıştı ki Yamaç dayanamayarak beni kendine çekerek alnımdan uzunca öptü. Ardından gözlerimin içine baktı.

''Hadi kaçırmamamız gereken bir Paris uçağı var.'' Dedi.

Onun bu söylediğine gülümseyerek kollarımı boynuna sardım. Gidiyorduk!

*

Dilara'dan...

Vartolu arabayı durdurduğunda arabanın camından etrafa baktım. Mahalle sakin gözüküyordu. Arabanın kapısını açarak çıkmak için hamle yapıyordum ki sevdiğim adamın sesi kulaklarıma ilişti.

''Mahalleden sonra eve mi geçersin yoksa bana mı gelirsin?''

Açtığım kapıyı tutarak yanımdaki adama baktım. O mahalleye gelmiyor muydu? Genelde hep gelirdi.

Kayıp / ÇukurHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin