28

410 14 16
                                    

Dilara'dan...

Günler,saatler,dakikalar,saniyeler,salieseler geçmişti ama ne Yamaç'ın ne de benim yüreğimdeki acı dinmemişti. Yamaç'a baktığımda hala aynı yerde yoğun bakımın kapısının önünde oturduğunu gördüm. Yemek yemiyor,konuşmuyor,yürümüyor hiçbir şey yapmıyordu. Artık ağlayamıyordu bile... Gözlerini karşısındaki duvara dikmiş boş boş bakıyordu. Heykel gibiydi ve bu beni daha fazla üzüyordu. Kafamı Vartolu'nun dizlerinden kaldırdığımda Vartolu narince kollarımı tuttu. Kırılmamdan,yok olmamdan korkuyor gibiydi.

''Dilara'm? Bir şey mi istedin ben hemen getireyim.'' Dediğinde

Sadece burukça gülümsedim. Günlerdir benimle en çok Vartolu ilgilenmişti. Herkes gitmiş yanımda sadece o kalmıştı. Gözlerinin içine bakarak kafamı iki yana salladım.

''Yamaç'la konuşmak istiyorum.'' Dedim.

Bunu söylememle Vartolu,Yamaç'ın oturduğu yere baktı. Onun da yüzünde acı bir ifade oluştuğunda elini ellerimin arasına alıp okşadım.

''Sen burada kal olur mu?''

Vartolu ricama karşı gelmeyerek kafasını salladığında yavaşça ayağa kalktım. Vakit abimin yanında olma vaktiydi. Acımı bir süreliğine kenara bırakarak abimin acısını hafifletmem gerekiyordu. Adımlarımı yavaş yavaş abimin yanına attım. Tam önünde durduğumda kafamı aşağıya eğerek abime baktım. Bana bakmıyor her zaman baktığı yere bakıyordu. Onu böyle görmek beni mahvediyordu. Güçlü kalmaya çalışarak önüne oturarak ellerimi dizlerine koydum.

''Abim.'' Dedim.

Bakışları bende değil arkamdaki duvardaydı. Beni görmüyordu...

''Abi baksana bana,beni duyuyor musun?'' Dedim.

Bakmıyordu... Duymuyor gibiydi.

''Abi yapma böyle yüzüme bak lütfen.''

Yine bakmamıştı. Canı o kadar acıyordu ki... Dizlerindeki ellerime kafamı koyarak bir süre gözlerimi kapattım. Benim kardeşimi vurmuşlardı. Benim en yakın arkadaşımı vurmuşlardı. Sude'yi buraya ben getirmiştim. Eğer ben olmasaydım onun başına bunlar gelmeyecekti. Her şeyin suçlusu bendim annem öldüğünde tüm suçu babama yıkmıştım ama orada da suçlu bendim. Kemal'in vurulmasında da ben suçluydum. Bugün abimin bu durumda olmasının sebebi de bendim sevdiğim insanlara zarar veriyordum. Sevdiğim insanları kaybediyordum. Gözlerimi açarak kafamı yan çevirdim. Vartolu'yla gözlerimiz buluştuğunda burukça gülümsedim. Ondan vazgeçmem gerektiğini anladım. Çünkü sıra da o vardı... Ve ben ona bir şey olursa bu sefer ne güçlü durabilirdim ne de aklıma mukayyet olabilirdim. Önümde ki abime dönerek dizlerimi sevmeye başladım.

''Annemiz öldüğünde ben buralardan çekip gittim ya seni bıraktım hani benim için seni bırakmak o kadar zor olmuştu ki hem annemi kaybetmiştim hem de sana veda etmiştim. Ben çok kötü bir durumdayken Sude'yle tanıştım. Sude bana evini açtı. Bana arkadaştan öte kardeş oldu. Benim de canım çok acıyor Yamaç. Onu buraya ben getirdim. Eğer ben olm-''

Yamaç lafımı bir anda keserek konuşmaya başladığında şaşırarak gözlerine baktım.

''Bedeninden nasıl o kadar kan çıktı? Bir insanın bedeninden nasıl o kadar kan çıkabilir?''

Yamaç'ın sorusu dudaklarımı titretmeye başladığında dudaklarımı Yamaç'ın dizlerinde olan ellerime bastırdım. Yamaç'ın karşısında ağlayamazdım. Yamaç şimdi duvara değil doğrudan gözlerime bakıyordu. Abimin kafasını ellerimin arasına aldım.

''Ben buradayım,hepimiz buradayız yanındayız. Yanındayız tamam mı?'' Dedim.

Yamaç hiçbir şey söylemeden duvara bakmaya devam ettiğinde içim parçalanarak yanından kalktım. Onu yalnız bırakmak en iyisiydi bu yüzden Vartolu'nun yanına ilerledim. Tam yanına oturacaktım ki vazgeçtim. Yanına oturmayacağımı anladığında o da ayağa kalktı.

Kayıp / ÇukurHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin