30

397 15 17
                                    

Beren'den...
Hastaneye girerken ellerimin titrediğini farkettim. Titremenin yanında bir de terlemişlerdi.

"Üst katta çıkmamız gerekiyor."

Sevdiğim adamın konuşmasıyla ona baktığımda kafamı salladım. Kadın doğum uzmanı üst kattaydı ve biz beraber oraya ilerliyorduk. Celasun'un da benim de içimde çok büyük bir heyecan vardı. Hamile olup olmadığımı henüz bilmiyordum. Celasun beni hastaneye getirene kadar baba oluyorum diye çıldırmıştı. Ortada henüz kesin bir şey olmasa da ben de hamile olduğumu düşünüyordum.

"Ş-Şurası."

Celasun eliyle ilerideki kapıyı gösterdiğinde kapının üstünde kocaman harflerle Kadın Doğum Uzmanı yazıyordu. El ele oraya ilerledik. Elimde tuttuğum randevu numarasına baktığımda kapının üstünde henüz yazmadığını gördüm. Beklememiz gerekiyordu.

"Sevgilim biraz beklememiz gerekiyor." Dedim.

Celasun bu söylediğimle durduğunda kaşları hafifçe çatıldı.

"Niye bekliyormuşsuz ya?"

Sorduğu soruyla gülümsedim. O kadar sabırsızdı ki... O kadar heyecanlıydı ki yerinde duramıyordu. Eğer hamile çıkarsam vereceği tepkiden çok korkuyordum.

"Sıramız daha gelmedi." Dedim.

Bu söylediğimle mutsuzca kafasını salladığında elimi sakallarına götürerek narince okşadım. Ben bu adamı hak edecek ne yapmıştım? Hele bir de bir çocuğumuz varsa...

*

Yazar'dan...
Umman ailesi ve Emrah beraber kahvaltı yapıyorlardı. Masa da tek eksik biri vardı o da her zaman ki gibi Veli Umman'dı.

"Abim kahvaltıya gene gelmeyecek mi?"

Sadrettin sorusuyla beraber babasına baktığında, Bahri kafasını iki yana salladı.

"Çok işi varmış geleceğini düşünmüyorum." Dedi.

Sadrettin hiçbir şey söylemeden yemeğini yemeye geri döndü. Ortamda buz gibi bir hava hakimdi bunun üzerine Veli odasından çıkarak kapısını arkasından kapattı. Ceketinin yakalarını düzelterek saçlarını elinin tersiyle geriye taradı.

"Veli Bey istediğiniz bir şey mi var?"

Veli arkasından duyduğu sesle oraya döndüğünde evde çalışan adamlarından birini gördü. Onu baştan aşağıya tehditkar bir şekilde incelediğinde adam yerinde hafifçe kıpırdandı. Veli'nin bakışı hatta ismi bile birinin korkudan titremesine yeterli olabiliyordu.

"Babamlar kahvaltı mı yapıyorlar?" Dedi.

Karşısındaki adam hemen kafasını salladı.

"Evet efendim." Dedi.

Veli adamın gözlerinin içine delice bakışlar attıktan sonra merdivenlere doğru ilerledi. Merdivenleri yavaş yavaş indi. Yemek odasına ilerlemeye başladı. Bu sıra da yanından çok güzel bir çalışan geçtiğinde gözü ona takıldı. Kadın ona bakmadan hızlıca ilerlerken Veli arkasından seslendi.

"Şşş selam vermeden yanımdan geçmek ayıp değil mi?"

Kadın olduğu yerde durarak Veli'ye döndüğünde Veli yüzünde çapkın bir bakışla kadının yanına ilerledik.

"Günaydın Veli Bey."

Kadının sesinden korku akarken Veli hafifçe gülümsedi.

Kayıp / ÇukurHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin