29

471 15 16
                                    

Yazar'dan...

Yamaç yoğun bakımın kapısında babasının kollarında yatarken yoğun bakımdan doktorun çıkmasıyla ayağa kalktılar. Vartolu ve Dilara'da koşarak doktorun yanına geldiler. 

''Doktor bey kızımız nasıl?'' 

Cumali'nin konuşmasıyla doktorun yüzündeki yorgunluk ve ciddi bakışın yerini mutlu bir ifade aldı. 

''Çok zor bir amiliyattan sonra bir de çok zor bir yoğun bakım süreci geçirdik. Ama hastanız güçlü çıktı. Zor olanı seçerek hayatta kalmayı başardı. Kritik durumu ortadan kalktı. Hastanız bir kaç gün daha bilinci kapalı bir şekilde yatacak sonrasında uyanacaktır. Bir haftaya kalmaz taburcu olursunuz. Çok geçmiş olsun.''

Doktor,Yamaç'ın omzuna gülümseyerek yanından geçtiğinde Yamaç mutlulukta derin bir nefes aldı. Sude kurtulmuştu... Cumali oğluna sarıldığında Dilara'da,Vartolu'ya sarıldı. 

*

Yamaç'tan...

Sude'nin doktorundan ve Dilara'dan izin alarak Sude'yi görmek odasına girecektim. Hala uyanmamıştı fakat onu görmem lazımdı. Onun gerçekten iyi olduğunu görmem gerekiyordu. İlk Dilara değil benim girecek olmam beni mutlu etmişti. Onu ilk ben görmek istiyordum.

''Kardeşime benden selam söyle.'' 

Yanımdaki kardeşime bakarak gülümsedim. Söyleyecektim. Odanın kapısını açtım. Sude'nin üstünde bir kaç kablo vardı. Onu öyle görmek beni mahvetti. Gözlerim dolduğunda adımlarımı yanına attım. Yatağın kenarına oturup elimi,eline koyacaktım ki parmağına takılı cihazı gördüm. İçimden daha çok gittiğinde güçlü kalmaya çalıştım. O iyi olacaktı. O ameliyatı atlatmıştı. Yoğun bakımı atlatmıştı sadece birazcık sabıra ihtiyacım vardı. Güzel saçlarını okşadım. Hala pamuk gibiydiler... Uyurken bir melekten farksız olan görüntüsü beni ona daha çok bağlıyordu. 

''Çok güzelsin be kadın.'' 

O kadar güzelsin ki... Ona doğru eğilerek ilk alnını sonra saçlarını öptüm. Elimi yanaklarına götürdüğümde usulca okşadım. 

''Sude'm uyan,iyileş artık şu paris gezimize gidelim. Oraya gittiğimizde ne yapacağız acaba? İlk biraz şehri gezeriz sonra eyfele çıkarız. Ben seni kesin öperim. Sen de benim sakallarımla oynarsın kesin sonra bol bol fotoğraf çekiliriz. Dilara'ya yollarız. Kıskandırırız onu.''

Son söylediğim laftan sonra gülümsemeye başladım. Benim küçük kardeşim kıskanırdı. 

''Güzelim,beraber daha çok güzel günlerimiz geçecek. Seninle sadece Paris'i değil dünyayı gezeceğim. Sadece kalk şu yataktan kalk gene elimi tut. Yamaç'ım de gözlerime bak.'' 

Sesim hafifçe titremeye başladığında bedenimin güçsüz düştüğünü farkettim. Günlerdir uyumamıştım,günlerdir doğru düzgün hiçbir şey yememiştim. Sude'nin yaralandığı yere baktığımda gözlerimi sımsıkı kapattım. O vurulmayı haketmemişti o aramızda en masum olanımızdı. Bizim aramızda tek masum Sude'ydi... Alnımı alnına yasladım. 

''Kalk be güzelim kalk.'' 

Yazar'dan...

Vartolu,Cumali abisini yolcu ettiğinden beri hastane bahçesinde duruyordu. Sude iyi olduğu için seviniyordu. Yamaç ve Dilara'nın mutlu olması onu mutlu ediyordu. Cebinden sigara paketini çıkararak dudaklarının arasına koydu. Cebinden çıkardığı çakmakla sigarasını yaktı. Dilara'yı düşündü. Dilara'yla olmaları imkansızdı bunu biliyordu. Ne kadar üvey olsa da Dilara'nın amcasıydı... Anneleri ne kadar farklı olsa da Cumali'nin kardeşiydi bu yüzden Dilara'yla hiçbir zaman olamazlardı. Vartolu hiçbir zaman birini sevmemiş,aşık olmamıştı. Dilara'yı ise ilk konuştukları andan beri seviyordu. Aralarındaki yaş farkı da hafife alınamazdı. Hiçbir şekilde olmaları imkansızdı. Bu düşüncelerin ardından gözlerinden yaş düştüğünde elini hızlıca gözüne götürürken ağzındaki sigara ilk elini sonra yanağı yaktı. Acıyla yüzünü tuttuğunda bir ses duydu. 

Kayıp / ÇukurHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin