37

321 21 26
                                    

Üç yıl sonra...

Koskoca üç yıl geçmişti. Üç yıl boyunca ne acılar yaşanmış, ne mutluluklar yaşanmıştı. Kısacası herkesin hayatında bir şeyler değişmişti. Yamaç, mahallesine girdiğinde gene o cümleleri duydu.

''Çukur'un babası geldi.''

''Yamaç babamız geldi.''

Yamaç, duyduğu cümlelerle burukça gülümsedi. O hiçbir zaman Çukur'un babası olmak istememişti. Çukur'un tek sahibi Dilara olmalıydı. Damla Koçovalı'nın kızı, Dilara Koçovalı Çukur'un annesi olmasıydı. Yamaç, kardeşini düşününce bir kez daha burukça gülümsedi. Onu çok fazla özlemişti. 

Yamaç, adımlarını kahveye doğru atarken bir ses duydu.

''Abi hoş geldin.''

Yamaç, duyduğu sesle beraber arkasına döndüğünde kendine doğru gelen Kemal'e baktı. Yanında da abisi Metin vardı. 

''Hoş buldum, Kemal'im.'' Dedi.

Kemal, Yamaç'ın elini öpmek için hareket yaptığında Yamaç hemen kafasını iki yana sallayarak ellerini sırtında bağladı. Çocukluğundan beri kardeş gibi büyüdüğü insanlara el öptürmeyecekti. 

''Mahallede her şey yolunda mı?''

Yamaç'ın sorusuyla Metin kafasını salladı.

''Yolunda abi, yolunda.'' Dedi.

Yamaç, rahatlayarak iç çektikten sonra kahveye baktı. Ardından, Kemal'e geri döndü.

''Ben gidiyorum o zaman, bir şey olursa ararsınız.'' 

Yamaç, kardeşi gibi gördüğü iki adama da kafasını salladıktan sonra yanlarından geçti. Adımlarını ilerideki arabasına doğru atmaya başladı.

Yamaç, anahtarı çevirdikten sonra kapıyı yavaşça açtı. İçeriye girerek karısını aramaya başladı. Sude'nin salonun balkonunda kitap okuduğunu gördüğünde gülümseyerek yanına ilerledi. 

''İşte yaşama sebebim.''

Karısına arkasından sarıldığında Sude kocaman gülümsedi. Burnuna sevdiği adamın kokusu dolmuştu. Bu koku için neler yapmazdı ki... 

''B-Baba.''

Yamaç, duyduğu sesle gözlerini sımsıkı kapatarak gülümsedi. 

''Dünyanın en güzel sesi değil mi bu ya?''

Gözlerini tekrardan açarak arkasına, sesin geldiği yöne döndü. Karşısında boyama yapan küçük kızını gördüğünde yanına ilerleyerek onu kucağına aldı. Kokusunu doya doya içine çekti.

''Damla'm'' Dedi.

Yamaç ve Sude'nin küçük iki yaşında bir kızları vardı. Yamaç ve Sude ortak kararla ismini Damla Koçovalı'nın ismi koymuşlardı. 

Yamaç, kucağındaki güzel kızına doya doya sarılarak karısının yanına ilerledi. Kızıyla beraber karısının yanına oturduğunda Sude ikisine de gülümsedi. Yamaç ve Damla onun her şeyiydiler... 

''Eee, ne yaptın bugün?''

*

Beren, yüzüne değen küçük parmaklarla gözlerini yavaş yavaş açmaya başladı. Gözlerini tamamen açtığında onu uyandırmaya çalışan küçük oğlunu gördü.

''Selim'im''

Beren, küçük oğlunun küçük parmaklarına öpücükler kondurdu. 

''Prensim, babanın nerede olduğunu biliyor musun?''

Kayıp / ÇukurHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin