Vartolu'nun Evi...
Vartolu,Dilara'yı kollarının arasına almış pencereden dışarıyı izliyordu. Güzel bir sonbahar günüydü. Dilara'yı bugün kafasını dağıtmak için eğlenceli bir şeyler yapmaya götürmeyi düşünüyordu ki Dilara kollarında kıpraşarak bir anda uyandı.
''Y-Yamaç.''
Vartolu yavaşça Dilara'nın kafasını ellerinin arasına aldı.
''Şşş ben buradayım.''
Dilara,Vartolu'nun gözlerine baktığında ağlamaya başladı.
''Benim Yamaçı görmem lazım. '' Dedi.
Dilara'nın konuşmasıyla Vartolu kafasını iki yana salladı. Bu hiç iyi bir fikir değildi. Olaylar daha yeni olmuştu bir kaç gün geçtikten sonra görüşmeleri gerektiğini düşündü. Dilara'yı kırmadan bunu söylemeye çalıştı.
''Yamaç şu anda Sude'yle beraber mutludur. Bence bir kaç gün sonra görüşmelisiniz. Bir kaç gün sonra Yamaç'a beraber gideriz olur mu?'' Dedi.
Dilara ağlamaya devam ederek kafasını iki yana salladı.
''Benim abime kendimi anlatmam lazım ben onsuz yapamam.''
Vartolu bunu çok iyi biliyordu ama gene de bugün olmazdı. Dilara'nın göz yaşlarını yavaşça sildi.
''Sana söz veriyorum olaylar biraz durduğunda seninle beraber geleceğim. Yamaç'a ben de anlatacağım ama şimdi olmaz. Bu süre zarfında sana çok iyi bakacağım. Söz veriyorum.''
Vartolu'nun söyledikleriyle Dilara'nın ağlaması yavaş yavaş kesildi. Vartolu gülümseyerek Dilara'nın yanaklarındaki yaşları öptü. Dilara bu hareketle gözlerini kapattı. Uzun süre sonra ilk defa bu kadar huzurlu hissetmişti.
''Hadi şimdi seni doyuralım.''
Dilara,Vartolu'nun bu söylediğine gülümsedi ve elini tutarak onunla beraber mutfağa ilerledi.
*
Yamaç'ın Odası/Sude'den...
Yaklaşık iki saattir Yamaç'ın yatağında oturmuş onu uyuyorken izliyordum. Çok kötü bir zamandan geçiyordu ve kesinlikle birilerinin desteğine ihtiyacı vardı. Uykusunda karışmış olan kumral saçlarına ellerimi yavaşça götürerek okşadım. Şu anda bir bebekten farksızdı... Çok güzeldi. Yamaç'ı kim üzmüştü bilmiyordum ama kim üzdüyse bunu ona ödetmek istiyordum. Ben Koçovalılar gibi değildim. Ben en yakın arkadaşım Dilara gibi küçükken elimde tabancayla büyümedim. Hatta Dilara'nın elinden silah almak dışında hiç silahlara dokunmadım. Koçovalılar gözünden güçsüz,dövüşmeyi,silah hakkında hiçbir şey bilmeyen bir kızdım. Onlar çok kısa bir zamanda benim ailem olsalarda biliyordum ki beni hiçbir zaman kendileri gibi görmeyeceklerdi. Aslında ben de bunu istemiyordum. Ben sadece onlarla yaşamak,onlarla beraber olmak Yamaç'ın yanında olmak istiyordum. Yamaç'ın saçlarını okşuyorken uykuda hafif açılmış dudağına baktım. Çok tatlı gözüküyordu. Dayanamayarak onu uyandırmamaya çalışarak yanağından küçük bir öpücük kondurdum. Gözlerim kapalıyken geri çekildim ve gülümsedim. Yanaklarını okşarken konuşmaya başladım.
''Yamaç seni kim böyle üzdü? Söyle bana...''
Bunu ona kimin yaptığını çok merak ediyordum. Belki silah kullanmayı,dövüşmeyi bilmiyordum ama o kişinin karşısına çıkıp Yamaç için elimden geleni yapabilirdim.
''Kim seni bu hale getirdi ha?''
Yamaç uykudaydı ama ağzı hafif hareket etmişti. Sanırım o da uykusunda Dilara gibi konuşuyordu. Bunu test etmeye karar verdim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kayıp / Çukur
RandomGenç kız annesini bir kan davasında kaybettiği gün Çukur'u terk edip gitmişti. Lakin artık geri dönüp ailesini kurtarması gerekiyordu.