Dilara eline tuttuğu tişörtü kafasındaki düşüncelerle sertçe yatağa attı. Ardından valizinin yanına yere çömelerek, dizlerini karnına çekti. Babası onu bir kaç gün önce aramış, onu özlediğini ve artık dönmesini istediğini söylemişti. Dilara için bu bencillikti.
Genç kadın onları boş bir sebep yüzünden terk edip gitmemişti. Sevdiği adam, kendisini oyuncak gibi kullanmıştı. Sevdiği adamın başından beri hain olduğunu öğrenmişti.
Bunun sonuçunda da Yamaç'la beraber bir plan yapmışlardı. Kendi kalbine sıkacaktı ama bu fake bir olay olacaktı. Yamaç, her şeyi ayarlamıştı. Dilara, o gün gerçekten vurulmamıştı. Onu gerçek bir ameliyatta almamışlardı. Bunların hepsi Dilara ve abis Yamaç'ın planıydı bunu yapma sebepi de hem Vartolu'ya acı çektirmek, onun gerçek yüzünü görmekti.
Dilara, İtalya'ya taşınmayı o gün kararlaştırmıştı. Yıllardır burada yaşıyordu. Burada yeni bir hayatı, yeni arkadaşları vardı. Her şeyi bırakıp eski hayatına nasıl bir anda geri dönmesi istenebilirdi? Vartolu hala Umman ailesinin yanında, onların ortağıyken nasıl geri dönebilirdi? Zaten bu yüzden gitmişti.
Dilara'nın göz yaşları yanaklarından aşağıya süzülürken tam karşısına biri çömeldi. Karşısındaki adam elini, Dilara'nın dizine attığında Dilara kafasını kaldırarak karşısındaki adama baktı.
"Benden bunu nasıl isteyebilirler? Ben Çukur'a geri dönersem ne kadar fazla yara alacağımı çok iyi biliyorsun."
Dilara'nın cümlesiyle karşısındaki adam kafasını bildiğini belirterek salladı.
"Seninle beraber geleceğim."
Dilara, duyduğu cümleyle şaşırarak adamın gözlerinin içine baktı.
"N-Nasıl yani? Senin yıllardır burada bir hayatın var. Benden çok önce bile burada bir hayatın vardı. Sana yeterince yük oldum. Daha fa-"
Dilara'nın karşısında oturan orta yaşlardaki adam Dilara'nın ellerini, avuçlarının arasına aldı. Genç kızın gözleri oraya kaydığında adam konuşmaya başladı.
"Seni bırakamayacağımı çok iyi biliyorsun. Seninle geleceğim, yaşayacağın her duygu da yanında olacağım. Se-"
Dilara, adamın lafını bitirmeden kollarını onun boynuna doladığında adam gülümsedi. Ardından kafasını Dilara'nın boynuna gömdü.
"Her şey için teşekkür ederim."
"Burak, her şey için..."
*
"Sevgilim, sen niye yoruluyorsun ben alayın onları."
Yamaç, Sude'nin elindeki tabakları alarak masaya ilerlediğinde Sude arkasından gülümsedi. Yamaç, her zaman ki Yamaç'tı işte...
Cumali, torunu Damla'yla oyun oynarken tamamen çocuklaşmıştı. İkisi de çimende oturmuş, yuvarlanırken Sude onları yüzündeki kocaman gülümsemeyle izledi. Kim inanırdı ki Cumali Koçovalı'nın böyle çocuklaşacağına?
"Baba, seni çok yormuyor değil mi?"
Sude'nin sorusuyla, Cumali çimende doğrularak ona baktı. Sude ve Cumali'nin arasında Dilara gittiğinden beri tamamen bir baba kız bağı vardı. Sude, hiç yaşayamadığı baba şefkatini Cumali'de bulmuştu. Gerçekten çok fazla yakınlardı.
"Yok kızım, aksine beni çok neşelendiriyorsunuz."
Sude, Cumali'nin cümlesiyle kocaman gülümsedi. Ardından masayı kurmaya devam eden Yamaç'ın ve Celasun'un yanına ilerledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kayıp / Çukur
De TodoGenç kız annesini bir kan davasında kaybettiği gün Çukur'u terk edip gitmişti. Lakin artık geri dönüp ailesini kurtarması gerekiyordu.