Hyunjin'den
Seungmin ile konuşmamızın üstünden bir süre geçmişti.Sürekli çocuk diye mızmızlanıp duruyordu. Bu sabahta öyle uyanacaktım kesin.
Ah hayır! Tahmin ettiğim gibi olmamıştı, yataktan hızlıca kalkan ve öğüren bir Seungmin ile uyanmayı beklemek aklımdan geçen son şey bile değildi.
Hızlıca (o uykulu halimle ne kadar hızlı ise) lavaboya peşinden koştum.
Lavaboya eğilmiş kusan bir Min ile şaşırmıştım. Gidip sırtını ovmaya başladım rahatlaması için.
Ne kadar ittirse ve yanında istemediğini belli etse de onu dinlemeyip saclarını okşamaya başladım.
Rahatlayınca eğildiği pozisyonunu bozmuştu. Elini yüzünü yıkayıp ağzını çalkalamıştı. Ona arkadan sarıldım ve boynunu öptüm.
Aynadan bana bakıp gülümsedi. Uyku akan sesim ile "Bebeğim neyin var, gece üstünü açıp üşütmüş olabilir misin? İyi misin, istersen izin alıp hastaneye gidelim." demiştim.
"Im hayır üşüttüğümü düşünmüyorum. Ama Jinnie ben böyle şey olunca aklıma şey geldi ımmmm."
Kendini kasarak tatlı bir şekilde diyeceğini ağzında geveliyordu.
"Ne düşündün bebeğim şöyle çekinme."
"Şey, acaba yani, bilemiyorum, ufacık, ucundan hml olblr mym"
Son dediklerini anlamamıştım çok hızlı ve ağzında geveleyerek söylemişti.
"Bebeğim çekinmeden sakince söyler misin, anlamıyorum hadi çekinme benden."
"Şey diyorum hamile olabilir miyim ki?"
Sesi çok kısıktı ama anlamıştım. Dediği ile tebessüm etmiştim. Olabilir miydi ki? Olsa güzel olurdu...
"Eğer böyle düşündüysen bebeğim, bugün izin alalım ve kontrol etmek için doktora gidelim olur mu?"
Usulca başını sallamıştı. Çok tatlı geliyordu bu halleri.
"O zaman sen hazırlan bende o sürede telefon açıp izin alayım olur mu?"
Yine başını sallamıştı. Bende banyodan çıkıp oturma odasına indim. O üzerini giyinirken patronu aramalıydım.
Patron ile konuşup gerekli izini alınca yukarı odamıza çıkmıştım.
"Hazır mısın Min bende giyineyim gidelim tamam mı?"
"Tamam Jinnie, giymek istersen diye bir şeyler çıkardım ama istemezsen kendin seçersin."
Her zaman böyle yapardı meleğim. Kendi hazırlanırken benim kıyafetlerimi de hep hazırlardı. Hep de istemezsen seç derdi ama asla yeniden seçmezdim. O zaten en güzel kombini yapardı hep.
Hızlıca üstümü giyindim ve elini tuttum. Birlikte arabaya bindik ve yolda tanıdığım bir doktor arkadaşımı arayıp randevu aldık.
Hastaneye varmıştık, inip yine elini tutmuştum. Hastaneye el ele girmiştik, hala bizim gibi çiftlere ön yargılı insanlar vardı ve bize ön yargı ile bakıyorlardı.
Hala insanlar bazı şeyleri kabullenmiyorlardı, hamile erkeklere hala ön yargı ile bakan bir toplum vardı. İnsanlar ilk zamandan beri her farklılığa karşıydılar.
Erkekler yüzyıllardır hamile kalabiliyordu ama asla bunu kabul etmiyordı.
Bize bakanlar yüzünden Seungmin kırılmış ve üzgün görünüyordu. Elini sıkıca kavradım ve yanağına öpücük kondurdum.
Üzüntüsü gitmişti, artık gülümsüyordu.
Elini tutarken, arkadaşımın isminin yazdığı kapıyı görünce onu yönlendirmiştim.
Arkadaşım gülümseyerek bize hoşgeldiniz demişti.
Seungmin çekinerek gülümsemişti. Arkadaşım Seungmin'e uzanmasını söylemişti.
Uzanıp bir jel sürüp ultrason ile karnına bakmaya başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Querencia
FanfictionQuerencia: İnsanın kendini en güvende, en güçlü ve evinde hissettiği yer. "Seungmin artık ne olduğunu söylesen mi yeter artık kaç gündür ılımlı yaklaşıyorum ama sen benden uzaklaşıyorsun. Senden uzak durmak kolay mı sanıyorsun, uzak durma bana canım...