Savunun Minikler

200 23 1
                                    

~4 Yıl Sonra~
(Min Gyu ve Min Jun 4,5 - Minsung ve Min Jae 4 yaşında)

Minho'dan
Minsung'a bugün ben bakacaktım. Jisung, Felix, Jeongin ve Seungmin bugün baş başa alışverişe gitmek istemişlerdi.

Bize de çocuklara bakmak düşmüştü. Artık kendi şirketimizde çalışmaya başlayınca daha serbest olmuştuk.

Ailelerimiz tecrübe kazandığımızı düşünüp şirkete çağırmışlardı bizi. Şimdi ise esnek çalışma saatlerimizden birindeydik.

Chan Min-Jae ile uğraşırken Minsung kucağımda uslu uslu uyuyordu. Haylaz bir çocuktu Min-Jae bir dakika yerinde durmuyordu.

Chan peşinden koşarken çok eğleniyordum. Tabi eğlencem Minsung'un uyanması ile sona ermişti.

O uyanıp gözü açılınca yaramazlığa başlamıştı. Dört haylaz bir olup bizi peşlerinden koşturmaya bayılıyorlardı.

Min-Gyu ve Min-Jun kendi aralarında koşutururken buna Minsung ve Min-Jae'nin de dahil olması ile evde kaos çıkmıştı.

Biz onların peşinden koşarken onlar gülerek koşuyorlardı.

En sonunda yorulup oldukları yere oturunca onları kucaklarımıza alıp salona inmiştik.

Hep bir yandan acıktık diye bağıran çocuklarımız ile mutfağa girmiştik.

Mutfakta pek bir şeyde başarılı olmayan 4 kişi olarak ne yapacaktık bilmiyordum.

Changbin'den
"Şuna bir baksanıza olmuş mu?"

Chan Hyung tadıp bana bakarken tuhaf bakışlar atmıştı.

"Bin ne kattın bunun içine tadı tuhaf bunun. Şekerli gibi."

"Şey bu tuz değil miydi?" diyip elimdeki beyaz baharatlığı göstermiştim.

"Ya biz niye bunla mutfağa girdik tuzla şekeri ayırt edemiyor. Valla beyninde sıkıntı var bunun."

"Minho Hyung neden öyle dedin ki alındım gücendim şimdi."

"Ya sus çık mutfaktan. Jin sende bir işe yaramıyorsun kalabalık yapma da çık sende. Gidin çocuklara bakın nolur gidin ama."

Minho Hyung bizi mutfaktan ittirerek çıkartırken çocuklar bizi izliyordu.

"Baba nasıy da attı seni Minho Amca şeni mutfaytan." gülen oğluma bakarken, "Baba şende atıymışsın şiz böle iyiçe ezişlendiniz ama ha!" diyen Min-Jun ile Hyunjin'le birbirimize bakakaldık.

"Savunun minikler babalarınız geliyor!" diye bağıran Hyunjin ile hepsi kahkaha atarken önce bir alnıma vursam da onu takip edip çocukları kollarımın arasına aldım.

Min-Gyu ve Min-Jae'yi gıdıklarken onlar gülüp kollarımdan kurtulmaya çalışıyorlardı.

"Yani size çocuklara bakın dedim siz hemen çocuk olmuşsunuz. Chan bizim bunlarla işimiz var bak valla. Şunlara baksana."

Hyunjin'den
"Ama biz napsak yaranamıyoruz sana da Hyung. Git işte mutfağa biz bakıyoruz çocuklara. Değil mi çocuklar?"

"Evey baba biş eğleniyoyuş ama açış YEMEK İSTİYORUZ siz muffağa gidip yemek yapın bişimle şohbet edeceğinize."

Minsung babasına atarlanırken gülmeden edememiştim. Hyung bize kötü kötü bakarken mutfağa geçmişti.

Çocuklarla eğlenirken sonunda yemek hazırdı. Onlara yemek yedirirken ayrı bir savaş vermiştik.

Yemek yerken bir yandan konuşmaya çalışan çocuklarımız ile her yerleri yemek olan kıyafetlere bakıyordum. Tam üstlerini değiştirmek için hareketlenirken kapı çalmıştı.

Kapıyı açarken korku ile açmıştım. Mutfak ve çocuklar batmış haldeydi. Eh salonda çok iyi değildi.

Bunu gören eşlerimiz bizi öldürebilirlerdi.

Eve girince dağınıklığı, çocukların halini görünce gözlerindeki o öfkeyi iliklerime kadar hissetmiştim.

"Bu.evin.hali.ne?"

Evet biz ölmüştük.

Evet biz ölmüştük

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Son 2 bölüm kaldı 🥺

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Son 2 bölüm kaldı 🥺

QuerenciaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin