Git

273 29 2
                                    

Hyunjin'den
Akşam olunca işten çıkıp iş yerinin yakınındaki pastaneye girdim.

Seungmin'in en sevdiği tatlılardan ve tuzlu pastalardan alıp eve doğru harekete geçtim.

Kapıyı çalsam da açan olmayınca endişe ile anahtarımı cebimden çıkardım.

Elimdeki poşetleri kenara hızlıca bırakıp içeri girdim.

Kesinlikle salonun ortasında ağlayan bir Seungmin son beklediğim şey bile değildi.

Hızlıca yanına koştum telaşlanmıştım bir yerine bir şey mi olmuştu acaba.

"Bebeğim ne oldu neden ağlıyorsun?"

"Git..."

Sesi fısıltı gibiydi ne olduğunu anlamamıştım.

Onu kendime çekip sırtını sıvazlamaya başladım.

"Bana ne olduğunu söyler misin meleğim? Kendinden uzaklaştırma beni bunu konuştuk değil mi?

Hadi ne olduysa anlat bana bebeğim kendini yıpratma."

"Sen beni sevmiyorsun değil mi?"

"Ne bebeğim bunu sana ne düşündürttü bit şey mi yaptım ben? Hatam neyde düzelteyim bebeğim."

"Bugün hıh kapımıza bir kız geldi hıh."

Ağlaması dinse de hıçkırıkları devam ediyordu. Konuşurken hıçkırsa da devam etti.

"Senin onunla evleneceğini benimle istemeden hıh evlendiğini söyledi. Bana şişman, çirkin, hıh pis gay dedi. Seni elde etmek için altına girdiğimi bile söyledi.

Sen cidden beni sevmiyor musun, evimizi nereden biliyor?"

"Bebeğim inan bana öyle bir şey yok ben seni çok seviyorum. O kızın kim olduğunu tahmin ediyorum. Ben onu halledeceğim tamam mı sen onu takma.

O kız benim uzaktan akrabalarımdan birinin kızı kafayı benimle bozan biri. Ben hep seni sevdim, seni seveceğim. Kendini üzmeni istemiyorum.

Evimizi de akrabalar konuşurken öğrenmiştir. Sakın kendine onun söylediği hakaretleri yakıştırma.

Sen şişman falan değilsin bu bir. Bebeğimiz için sağlıklı olan şeyi yapıyorsun.

Çirkin olmak mı saçmalık. Sen dünya üzerinde bir güzelliğe sahipsin bu da iki.

Gaylerle ilgili söylediği şeyse saçmalıktan ibaret. Hala kafası geri olan biri o.

Ben seni her şeyden çok seviyorum ve üzülmen beni çok üzüyor.

Hadi gel gözlerindeki yaşları silelim."

Bana yaşlı gözlerim ve ıslak yanakları ile bakıyordu.

"Hem sana ne aldım bak!"

Kapının kenarına bıraktığım poşetleri gösterdim.

"Onlar ne Jinnie!"

Gözleri heyecan ile parlamıştı. İşte benim sevdiğim Miniem.

"Gel hadi mutfakta açalım neler almışım bak."

Poşetlere ilerleyip hepsini elime aldım. Mutfağa birlikte geçtik.

Sandalye çekip oturacakken ben oturup onu kucağıma çektim.

"Böyle otursak olmaz mi bebeğim?"

QuerenciaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin