Seungmin'den
Yeni evimize taşınalı birkaç hafta olmuştu.Bu süreçte artık 3 kişi olmuştuk. Ah bir de yeni yardımcımız vardı. Çok şirin biriydi.
Bize sürekli sevecen bir şekilde yaklaşıyordu yaşça bizden büyük bir kadındı.
O bize mutfakta yemek hazırlarken biz oturmuş sohbet ediyorduk. Genellikle çok hareketten kaçınıyorduk yoksa Jisung da tutturuyordu inatçıydı.
Tabi birde haftada bazı günler yürüyüşe başlamıştık.
Doktor üçümüz içinde bunun iyi olduğunu söylemişti. Bu süreçte en çok Jeongin'e kafa yormaya başlamıştım.
Bizden özenip bebek istiyordu artık yanımızda bile utanmıyordu sürekli Chan'a bebek diyordu.
Cidden üzgündü bunun farkındaydık bizi kıskanmıyordu bunun farkındaydık. Aksine bize özeniyordu, sürekli gelip karınlarımızı seviyordu.
Daha doğmamış yiğenlerime hediye aldım diyerek sürekli oyuncaklar, kıyafetler getiriyordu.
Özendiği çok belliydi. Onun bu halleri ne kadar tatlı olsa da biraz iç burkucu idi.
Birgün kendi kendine konuştuğunu duyunca iyice moralim bozulmuştu.
Ne kadardır bunu içimde tutuyordum. Artık Lix ve Ji'ye söylemek istiyordum.
"Çocuklar size bir şey demek istiyorum. Geçenlerde Jeongin'i ağlarken gördüm."
"Ne, neden? Neden ağlıyor benim miniğim?" bunu diyen tabiki Lix'di.
Jisung kaşlarını çatarak devam etmemi işaret etmişti.
" 'Bende sorun var kesin! Benim bebeğim olmaması benim suçum.' diyordu. O an o kadar canım sıkıldı ki. Acaba Chan Hyung ile ciddi ciddi konuşsak mı?
Jeongin gerçekten istekli ama Chan Hyungu biliyorsunuz Jeongin'in küçük olduğunu düşünüyor."
"Ben miniğimin üzülmesini istemiyorum. Kafasını kırarım o Chan'ın nasıl olur da bebeğimi üzer o?!"
Lix'in hamilelik hormonları yine devreydi.
Changbin Hyungu arayıp akşam herkesi onlara davet etmesini söyledi. Bilerek onu aramıştı bizim tek tek eşlerimizi aramamızı istememiş o halletsin yani ne var demişti.
Eh bu süreçte kaprisleri artmıştı haklıydı da hah. Bebek taşıyoruz biz tabiki atarlanacağız onlara hakkımız.
Akşam olmuş Lixlerde oturmaya devam ediyorduk. Lix cidden çok kafaya takmış ve sinirliydi. O sinirlenince bende bir atarlanmıştım.
Herkes eve gelince Lix beni mutfağa çekti.
"Bu akıllanmaz da vuralım buna biraz anca aklı başına gelir."
"Olur iyice dövelim hatta ne bu ya Jeongin nasıl üzgün yine!"
Evet şey birbirimizi gazlayıp olayı büyütmüştük ama napalım hep hormonlar.
İçeri geçerken yerlerimize oturmak yerine Chan Hyungun yanına ilerledik.
İkimizde bir şey demeden hyunga vururken herkes bize şaşkınca bakıyordu.
Vuruşlarımız tabiki onu etkilemiyordu Lix'in minik elleri ve benim sıska kollarım nasıl onun gibi bir kas yığınını etkilesin zaten ama olsun vurmaya devam!
"Ne oluyor çocuklar ay vurmayın ne yaptım be?!"
"Sus hala ne yaptım diyor konuşma sus! Jeongin nasıl üzgün bende seni üzücem yeter!"
Lix çok gaza gelmişti hırsını çıkarır gibi vuruyordu. Ah şey çok hırs dolsa da minicik elleri...
Changbin gülerek Lix'i çekmişti hala ben vururken Jin'de beni çekmişti. Herkes komedi showu yapıyormuşuz gibi gülüyordu. Tabi Jisung ve Jeongin hariç onlar halimizden anlıyordu.
"Komik bir şey mi var Changbin? Minho Hyung? Chan Hyung denen kişi? Hyunjin? Komik olan ne çıkın evden çabuk. Gidin bugün birbirinizle yatın. Cezalısınız hatanızı anlayıp özür dileyene kadar görünmeyin gözüme!"
"Ya biz niye eşlerimiz ile cezalanıyoruz banane Min gel evimize gidelim."
"Sus git sen ben burda kalıcam Lix'i kızdırmadan önce düşünecektin onu!"
"Jisungie sen gelirsin değil mi?"
"Kafanı kırmak için gelirim tabi! Git şurdan Minmin!"
"Jeonginiem gidelim biz eve hm?"
Jeongin konuşma gereği bile duymadan ona ters ters bakmıştı. Evden çıkmayan dörtlüyü ittirerek kapı önüne atmıştık.
"Eh bugün pijama partisi yaparız değil mi canımlar?"
Herkes beni onaylarken güzel bir dizi açmıştım ve gecemize başlamıştık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Querencia
FanfictionQuerencia: İnsanın kendini en güvende, en güçlü ve evinde hissettiği yer. "Seungmin artık ne olduğunu söylesen mi yeter artık kaç gündür ılımlı yaklaşıyorum ama sen benden uzaklaşıyorsun. Senden uzak durmak kolay mı sanıyorsun, uzak durma bana canım...