Hyunjin'den
Seungmin kucağımda oturmaya bir süre daha devam etmişti.Hava hafif kararmaya başlamıştı. Bununla birlikte beraber mutfağa gitmiştik.
Çok yemek yapmayı bilmediğim için o ne söylerse yapmaya çalışıyordum.
Ne zaman arkasını dönse beline sarılıyordum. Bu beni çok mutlu ediyordu napabilirim ki.
Sebzeleri tahtada keserken kollarımı beline sarmıştım. Başımı omzuna koymuştum, ellerim ile hafiften karnını okşuyordum.
Biraz huylansada elimi ittirmemişti aksine ellerime bir an dokunup duruma memnuniyetini göstermişti.
Ben ona sarılmaya devam ederken sebzeler ile işi bitmiş şimdi başka şeyler yapıyordu.
Bir süre sonra birlikte kurabiye yapmaya başladık. Kurabiye yaparken çok eğleniyordu.
Küçücük bir çocuk gibiydi, her taraf un olurken buna yüzü de dahildi.
Gerçekten çok tatlı idi. Bu haline dayanamayıp yanaklarını öpmeye başladım. Huylanıyor ve gülüyordu.
"Hadi Jinnie bitirmeliyiz bunu sonra eğlenebiliriz. Şimdi iş vakti!"
Ne kadar bunları sert söylediğini düşünse de gözümde bir yavru köpekten farkı yoktu şu hali ile.
O hala kurabiye için uğraşırken bende yardım etmeye başladım. Hızlıca kurabiyeyi fırına attık.
"Bebeğim istersen sen bir banyoya gir ben mutfağı toplayayım. Benim minik bebeğimin her tarafı unnn!"
Aegyo yaparak konuşmam hoşuna gitmişti ki kıkırdayıp başını sallamıştı.
O banyodayken mutfağı güzelce topladım. Banyodan çıktığını duyunca yukarı çıktım. Altına eşofmanını giymiş üstünü giyinmek üzereydi.
O üstünü giyinmeden arkasından sarıldım. Üstümde bugün bebeği öğrendiğimden beri heyecan vardı.
"Hey, Jin giyinmem lazım ama hem seninde banyo yapman gerek. Bende seviyorum sarılmamızı ama misafirlerimiz var bugünn."
"Tamam, 1 dakika daha sarılayım banyoya giderim. Tamam mı?"
Başını sallayınca, bende başını boyun girintisine yasladım. Onun o güzel kokusunu içime çekerken mest olmuştum.
"Tamam hadi Jinniem banyoya hadiii! Hızlı ol bak."
"Tamam bebeğim tamaaam."
Hızlıca boynuna bir öpücük kondurup banyoya girdim.
Normalden kat kat hızlı duş aldım. Seungmin'in işi belli olmazdı, kendini yormasını istemiyordum.
Duştan çıkıp yatak odasına girince benim için hazırladığı kıyafetleri gördüm. Gülümseme oluşmuştu yüzümde, bunu sürekli yapması beni her daim mutlu hissettiriyordu.
Üstümü de bir çırpıda giyinip aşağı kata mutfağa indim. Yemekler pişmiş, kurabiyeler fırından çıkmayı bekliyordu.
"Min onlar gelene kadar biraz koltukta sarılarak uzanalım mıı?"
Bana o güzel gülüşü ile karşılık vermişti. Gülüşü her daim özeldi onun.
Koltuğa uzanıp boşluğu işaret ettim. Hızlıca yanıma geldi, ona sarılarak uzanmak güzel hissettiriyordu.
"Benim bebeğim artık bir bebek daha taşıyor hm? Artık bebeklerim mi demeliyim ki?"
"Yah Jinnie şunu dile getirip durmasana."
Kızarmıştı, gerçekten utanmıştı. Ama ne yapabilirim ki çok tatlı.
"Minnie biliyor musun ilk günden beri sevgim bir gram eksilmedi, aksine arttı. Kavgalarımız beni mutsuz ederken sevgimi asla eksiltmedi.
Sen ne zaman gülümsesen ben mutlu oldum, sana bakan gözlerim aşkla doldu. Kokun beni sarhoş etti.
Sen her şeyinle bana aşkı yaşattın, şimdi de aşkımızın meyvesini taşıyorsun. Sana ne kadar aşkla baksam, teşekkür etsem yetmez gibi geliyor."
Yanağına kocaaaman bir öpücük kondurup bu sefer dudağına yöneldim.
Ufaktan öpüşmeye başlamıştık kii kapı çaldı. Gerçekten çok doğru zaman, hep böyle zamanlarda gelin zaten canım arkadaşlarım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Querencia
FanfictionQuerencia: İnsanın kendini en güvende, en güçlü ve evinde hissettiği yer. "Seungmin artık ne olduğunu söylesen mi yeter artık kaç gündür ılımlı yaklaşıyorum ama sen benden uzaklaşıyorsun. Senden uzak durmak kolay mı sanıyorsun, uzak durma bana canım...