Seungmin'den
Bugün diğer günlerin aksine evde geçirecektim. Lix'in annesi ziyarete gelecekti bende evde dinlenmek istemiştim.
Kapı çalmıştı kim olabilir diye düşündüm. Jin daha yeni işe gitmişti acaba bir şeyini mi unuttu?
Kapıyı açtığımda yabancı biri vardı.
"Buyurun kime bakmıştınız?"
"Nerede Hyunjin ha nerede! Sen kimsin yoksa seninle mi evlendi? O benimle evlenecekti sen onu benden çalan kişisin değil mi?"
"Ne diyorsunuz anlamıyorum, kimsiniz acaba?"
"Sen kimsin asıl ya senin gibi iğrenç bir gay benim Jinniem ile nasıl evlenir? Ne yaptın Jin'i tehdit falan mı ettin?
Yoksa sırf seninle evlensin diye altına mı girdin onun!?
İğrenç yaratık seni, bir de şişman ne sandın kendini sen?
Bu halde Jin ile evli kalacağını düşünme onu senden alacağım göreceksin.
Pis gay, ne kadar iğrenç bir yüzün var senin!"
Bana ettiği hakaretleri bitirip kapıdan uzaklaşmıştı.
Kimdi bu ne diyordu, ben cidden çirkin miydim?
Hem Jin'in niye onunla evleneceğini iddia ediyordu?
Aklımda bir sürü soru vardı.
Yapabildiğim tek şey ise koltuğa geçmek ve sakinleşmeye çalışmaktı.
Olmuyordu sakin kalamıyordum, titriyordum.
Çirkinsin!
Şişman!
Kendini ne sandın?
Pis gay!
Aklımda sürekli bu kelimeler dönüyordu. Ben ne yapmıştım ki ona?
Tanımıyordum bile, altına girdin demesi...
Beni tanıyor gibi konuşup bütün ruh halimi mahvetmişti.
Ağlayarak uykuya daldım oracıkta.
"Onu gerçekten sevmiyorsun değil mi Jin senin gerçek aşkın benim." konuşan kapıma gelen kızdı.
"Tabiki sevmiyorum, onun sevilecek yanı var mı sanıyorsun. Sırf yanlışlıkla olan bir bebek yüzünden yanındayım onun.
Çirkin bir gay ile birlikte olmak ister miyim sanıyorsun. Ben gay bile değilim ondan da tüm gaylerden de tiksiniyorum.
İnsan kendi cinsinden nasıl hoşlanır anlamıyorum. Asıl anlamadığım birde hamile kalıyorlar. İğrenç o velet de onun kadar iğrenç!"
NE OLUYORDU BURDA!
Jin bunları demezdi, benim Jin'im böyle biri değildi. O asla insanları yargılamazdı.
O sevginin kutsal olduğunu savunurdu. O bebeğimizi çok seviyordu ona hiç hata gibi bakmazdı.
Elimi karnıma götürüp karnımı okşamaya başladım.
"Yok değil mi bebeğim öyle bir şey baban seni de beni de çok seviyor değil mi?
Bizden neden nefret etsin ki? Yoksa benden nefret ediyor olabilir mi bebeğim. Sonuçta artık eskisi kadar zayıf değilim.
Sırf senin için mi katlanıyor acaba bana ama olsun bebeğim ben seni çok seviyorum. Ne olursa olsun bir olacagız."
Yine kendimi tutamayıp ağlamaya başlamıştım.
Ağlamamalıydım öyle bir şey yoktu ama yine de kendimi tutamıyordum.
Düşüncelerim benimle zıttı.
"Ya öyle bir şey varsa nereden bilebilirsin evine kadar biliyor hem."
Bu düşünce ile ağlamam şiddetlendi evimizi nereden biliyordu.
Gerçekten böyle bir şey var mıydı?
Gerçekten beni sevmiyor muydu hatta belki de bebeğimizi de sevmiyor zorunluluk olarak mı görüyordu bizi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Querencia
FanfictionQuerencia: İnsanın kendini en güvende, en güçlü ve evinde hissettiği yer. "Seungmin artık ne olduğunu söylesen mi yeter artık kaç gündür ılımlı yaklaşıyorum ama sen benden uzaklaşıyorsun. Senden uzak durmak kolay mı sanıyorsun, uzak durma bana canım...