Querencia

Trip

~2 Ay Sonra~

Hyunjin'den
Bugün bebeğimizin cinsiyetini öğrenmeye gidecektik.

Bu süre boyunca Min'in aşermeleri ve tripleri artmıştı. Ufacık bir şeyde bile bana trip atıyordu ve o halleri çok tatlıydı.

"Bebeğim hazır mısın? Doktora geç kalmayalım."

"Zaten hep benim yüzümden geç kalırız, hep ben hatalıyım değil mi? Hiç senin yüzünden geç kalmayız."

Bundan bahsediyordum işte...

"Hayır bebeğim olur mu öyle şey, hiç sen hatalı olur musun? Hadi çıkalım hem bugün bebişin cinsiyetini de öğreneceğiz."

"Jin sence cinsiyeti ne, ne hissediyorsun yani? Ben Lix ve Hyung gibi bizimde bebeğimizin erkek olacağını düşünüyorum."

"Bilmiyorum bebeğim ama çok önemli değil cinsiyeti değil mi?"

"Haklısın Jinnie ama heyecanlandım işte."

"Anladım bebeğim heyecanını anlayabiliyorum. Çok özel bir şey sonuçta."

Arabaya bindik ve yola koyulduk. Arkadaşımın hastanesine gelmiştik yine.

Arabadan inip dikkatlice hastaneye ilerledik. Artık Minnie'nin karnı oldukça belli idi. Dikkat etmemiz gerekiyordu yani.

Arkadaşım bizi karşılamıştı. Hızlıca onun odasına ilerledik. Hastane ortamları çekilecek gibi değildi.

Seungmin heyecan içinde yatağımsı yere uzandı. Onun elini kavrarken arkadaşım karnına bir jel sürüyordu.

Seungmin elimi sıkıca tutmaya başlamıştı. Gerçekten çok heyecanlı idi. Tabi bende onun kadar heyecanlıydım.

Yavaşça ultrason cihazı karnında gezinmeye başlamıştı.

"Kalp atışlarını da duyabiliriz ister misiniz duymayı?"

Ben hızlıca başımı sallamıştım, Min de benim gibi heyecan ile başını sallamıştı.

Odada duyulan minik kalp sesleri ile gözüm dolmuştu. Bu duygu çok farklıydı.

Minniem'e baktığımda onun gözlerinden yaşlar döküldüğünü görmüştüm.

Ultrason cihazını karnından uzaklaştırdı arkadaşım ve "Cinsiyeti belli öğrenmek istiyorsunuz değil mi? Sürpriz falan düşüncesinde iseniz söylemeyeyim."

İkimizde kafamızı hayır anlamında salladık.

"O zaman tebrikler bir oğlunuz olacak."

Gözlerim dolu iken artık yaşlar akıyordu.

Min zaten ağlıyordu, gerçekten meleğim çok temiz kalpliydi içine doğduğu gibi minik bir oğlumuz olacaktı.

Hızlıca ona sarıldım o da kollarını bana sarmıştı.

"Jinnie seni de oğlumuzu da çok seviyorum." demişti fısıltılar arasında.

"Bende Min bende sizi çok seviyorum."

Arkadaşıma teşekkür edip oradan ayrıldık. Arabamıza bindik ve yola çıktık.

Bugün işten izin almıştım.

"Min işten izin aldım ya bunu kullanıp lunaparka vs gidebiliriz istersen."

"Daha sakin bir yere gitsek heyecan yordu beni."

"Olur bebeğim nereye gitmek istersin?"

"Han Nehri kenarı olabilir geçerken bir yerden bir şeyler de alırız."

(Han River Vlive'ı gelsin 🥺)

"Tamam bebeğim şu kenarda durup büfeden bir şeyler alayım sen otur olur mu?"

Masum güzel bakışları ile kafasını salladı. Hızlıca büfeye ilerleyip bir şeyler aldım.

Arabaya binip Min'i öpüp arabayı çalıştırdım.

Han Nehri'ne doğru yola çıkmıştık. Hava gerçekten güzeldi, yaklaşınca güzel bir yerde arabayı park edip Min'e yardım ederek yeşil alanda güzel bir yere oturduk.

Temiz hava iyi gelmişti Seungmin rahat gözüküyordu.

Bir şeyler yerken muhabbet ediyorduk. Yavaşça omuzuma düşen baş ile Min'in yorgunluğunun baş gösterdiğini anlamıştım.

Yerimde öylece durup uyumasını sağladım.

6 gün sonra 2.sınavlarım başlıyor hazırdaki bölümleri arada atarım belki 😇