Sezin'i oyalamak adına Taurino ailesi etrafında dönüp duruyordu. Bir an bile onu boş bırakmıyorlardı. Rico, onun sıkıntısından ve endişelerinden söz etmişti. Kendisi de rahat değildi. Ali'den gelecek telefonu bekliyor, bekledikçe yerinde zor duruyordu. Hem Sezin'e belli etmemek de zordu. Sonunda Ali aradı.
"Dört gün sonra saat on uçağı ile anneniz Candan hanım ve kızınız Sevin hanım İspanya'ya doğru yola çıkıyor"
"Aliii... Sen benim her şeyimsin"
"Şunu bir de İngilizce söyle canım. Yanındakinin borcu bir hayli katlandı da azıcık anlasın"
"Sen dile benden ne dilersen"
"Kızım, bana koca memeli bir İspanyol bul dedim ya"
"İğrenç, pislik ve sevimli kardeşim benim"
Ali kocaman bir kahkaha attı ve telefonu Ricardo'ya vermesini istedi. İki adam sessizce konuştular. Ali evde olanları anlattı. Bu konularla daha fazla Sezin'i sıkmak istemiyorlardı. Seyahat ile ilgili ayrıntıları da söyledikten sonra kapattılar.
Ricardo nereye giderse Sezin de onu takip ediyordu. Zamanın çabuk geçmesi için eline geçen her fırsatı değerlendirir olmuştu. Ricardo bilgisayarının başında yazı yazarken yanında oturup yazdıklarını okumaya çalıştı. Bir an önce İspanyolca öğrenmesi gerektiğini fark etti. Bunun için çok geçerli nedenleri vardı. Mesela Ricardo sinirlendiği zaman kendi dilinde söyleniyordu ve Sezin anlamıyordu. Komik gelip gülüyordu da ya adam sövüyorsa...
"Aşkım boş boş ekrana bakmaktan sıkılmadın mı?"
"Ne yazıyorsun, anlamıyorum"
"İstersen Estela ve annem evde, onların yanına git"
"Beni kovuyor musun?"
"Oo... Durum sandığımdan daha fenaymış. Sevgilim çalışırken seninle ilgilenemediğim için söyledim. İstersen sen de bir şeyler yaz"
"Ne anlarım ben yazmaktan hem ne yazacağım?"
"Denemeden bilemezsin. Hem kafan dağılır. Patlayacak kadar gerginsin"
"Yarın üniversiteye seninle geleyim mi?"
Rico gülerek şakağından öptü ve "Gel" dedi. Sezin başını adamın omzuna yasladıktan sonra Rico yazmaya devam etti. Bir süre sonra Sezin odanın içinde dönmeye başladı. Rico yan gözle bakıyor ama sesini çıkartmıyordu.
"Ali neden bugün aramadı? Terslik çıkmış olabilir mi? Dur ben arayayım"
Rico sessizliğini korumaya devam etti. Aksi halde tüm kötü oklar kendisine dönüyordu. İki gündür Ali ile Sezin'in gerginlik hallerini paylaşıyorlardı. Gece sessizce Ali'yi arayan adam biletleri erkene alabilme ihtimali var mı diye sorduğunda Ali'den bildiği bilmediği bir sürü küfür yedi. Zaten mucizevi bir hızla ilerliyordu daha ne yapacaktı ki?
Gelecekleri günün sabahı ikisi de erkenden kalkıp hazırlandılar. Büyük evde de durum farklı değildi. Önemli misafirler geliyordu ve en iyi şekilde karşılamak istiyorlardı. Her biri Sezin kadar heyecanlıydı. Rico kapıyı açınca karşısına bir anda Estela belirdi.
"Bende sizinle geleyim mi?"
"Hayır"
"O... Bu çok net oldu. Neden?"
"Arabada kalabalık yaratma"
"Ya ben ne kadar yer kaplarım ki"
"Estela evde kal dedim, uzatma"
Uflayarak evine gitti. Vakit kaybetmeden havaalanına geldiler. Sezin parmaklarını kütletiyor ve gözünü iniş yapan uçakların ekranından ayırmıyordu. Kırmızıdan yeşile dönen yazıyı görünce "Ah indi!" diyerek yerinde sıçradı. Rico da onun kadar heyecanlıydı ama belli etmemeye çalışıyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
BONİTA (Tamamlandı)
RomanceBir insan kaç defa düşer ve kaç defa kalkar? Her düştüğünde parçalanan dizlerine inat tekrar ayağa kalkmak için savaş verdi. Her kalkış onu başka bir kadın yaptı. Bir kadının yaşadıklarının içinde yaşattığı vurgunları, sorgulamaları, saf duygularını...