Sezin çıkış kapısında görüldüğünde Sevin, Ali'nin arkasına saklanmış deve kuşu misali görünmediğini sanıyordu. Güya annesine sürpriz yapacaktı. Sezin ince bacakları görünce gülmeye başladı. Ali ise işaret parmağını dudaklarına yaslamış oyunu bozmaması için uyarıda bulunuyordu.
"Ah Alicim yalnız mı geldin?"
"Ya öyle oldu. Sevin de gelmek istedi ama işi çıktı"
"Hay Allah bu kötü oldu. Bavulumu ona taşıtacaktım. İçi ona aldığım hediyelerle dolu da"
Sevin hediye lafını duyunca hızla Ali'nin arkasından çıktı. İki yetişkin kahkahalarla gülmeye başladı. Sezin kollarını açarak kucağına atlayan kızına sıkıca sarıldı.
"Pandispanyamı çok özledim"
"Bende özledim annecim. Gerçi diğer zamanlardan pek farkı yoktu ama neyse"
"Bu kadar gerçekçi olmana gerek yoktu"
"Sen hep seyahate çıkıyorsun anne"
Ali, Sezin'i kendine çekip yanağını öptü.
"Bununla baş edemezsin Sezin, hiç uğraşma"
"Şu nabza göre şerbet olayını azıcık öğretsen mi?"
"Emin misin? Sonra başına geleceklerden sorumlu olmam"
Ali haklıydı. Sevin'in dili tatlı bir kızdı biraz daha fazlası tehlikeli olabilirdi. Sezin, annesini de özlediği için bir an önce ona gitmek istedi. Arabada giderken Ali bir an dikkatle Sezin'e baktı.
"Neden öyle baktın?"
"Bronzluk yakışmış"
Sezin sırıtarak "Teşekkür ederim" dedi. İçi kaynıyordu aslında, bir an önce Ali ile baş başa kalıp konuşmak istiyordu. Rico'yu anlatabileceği tek kişi oydu.
"Sana anlatacaklarım var"
"Hah! Bende diyorum bunda bir şey var diye"
"Hadi oradan yalancı. Nereden anlayacaksın?"
"Vallaha seni tanıyan herkes şu an bir farklılık olduğunu anlar. O ölçülü davranan, sözlerini tartan kadın gitmiş yerine daha kendi gibi olan biri gelmiş"
"Senin yanında hep kendim gibiyim"
"Bu başka diyorum Sezin"
Sezin bir süre yola baktıktan sonra Ali'ye dönüp "Gerçekten o kadar belli mi?" diye sordu. Üç günde herkesin gözünde fark yaratacak bir değişim yaşamış olamazdı.
"Neyse sen anlat da anlarız"
O gece annesi ve kızı ile kaldı. Kızının gönlünü yaptıktan sonra annesi ile uzunca sohbet ettiler. Gittiği her yeri ayrıntıları ile anlattılar. Bir ara Rico ile çekilen resmi gördü annesi. "Bu kim?" diye sorduğunda "Orada tanıştığım bir arkadaş. Etrafı tanımamda çok yardımcı oldu" dedi. Aslında etrafı tanımakta değil de kendini tanımakta yardımcı olmuştu. Hayatın içindeki kendisini görmüş, nasıl yaşamak istediğine karar vermişti. Her acının ardından tecrübelerine yenilerini eklemiş olsa da bu güzel üç gün daha fazla öğretici olmuştu. Yaşama isteği, nedeni, öncelikleri, kadınlığı... Her birini ortaya sermişti. Bazen ortalığa sermek görmeyi sağlıyordu. Sezin'e olan da buydu.
Sabah kendi evine gitmek üzere çıktığında eski kayınvalidesi ile karşılaştı.
"Sezin kızım... Dönmüşsün"
"Merhaba, evet döndüm"
"Nasıl geçti tatilin? İyi görünüyorsun"
"Çok iyiyim"
![](https://img.wattpad.com/cover/226784829-288-k884905.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BONİTA (Tamamlandı)
RomanceBir insan kaç defa düşer ve kaç defa kalkar? Her düştüğünde parçalanan dizlerine inat tekrar ayağa kalkmak için savaş verdi. Her kalkış onu başka bir kadın yaptı. Bir kadının yaşadıklarının içinde yaşattığı vurgunları, sorgulamaları, saf duygularını...