Sezin otoparka arabasını park edip çıktığında hemen karşı sütunun önünde elleri cebinde bekleyen Ali'yi gördü. Kadının kahkahası boş otoparkın içinde yankılandı. Topuk seslerinin ritmi ile Ali'nin yanına gitti.
"Ben hayatımda senin kadar meraklı adam görmedim"
"E hadi anlat, nasıldı?"
"İyi" diyen sezin asansöre doğru ilerlerken arkada kalan adamın görmediği sinsi sırıtış yüzünde duruyordu. Ali hızlı adımlarla yanına geldi.
"Hadi ama Sezin... İyi diyerek beni geçiştiremezsin. Nereye götürdü, nasıl davrandı? Atik miydi yoksa temkinli mi?"
"Senden iyi kız kardeş olur Ali, bence bir düşün"
"Beyninin yarısı bacak arasında olan bir türü temsil ediyorum ve böyle kalmakta da kararlıyım canım"
"Ah! Tamam, senden kurtuluş yok"
Ali sırıtarak "Sabah kahveni içerim" dedi. Adamın aklında hiç iş yoktu. Kafayı takmıştı Sezin'in buluşmasına ve istediğini almadan bırakmayacaktı. İki dik duruşlu insan emin adımlarla koridorda ilerlerken çalışanlara başlarıyla selam verip Sezin'in odasına geldiler. Ali, Tanem'e göz kırpıp "İki kahve alabilir miyiz Tanem hanım" dedi. O an zaten Tanem kahve çekirdeğinden daha dağınık hale gelmişti.
İki arkadaş koltukta yan yana oturdu. Sezin baştan sona randevusunu anlattı. Ali her anlatılanı erkek gözü ile değerlendiriyordu. Mithat'ın yaklaşımında sorun yoktu hatta oldukça nazik olduğunu kabul ve takdir etti. Fakat Sezin'de bir sorun vardı.
"Ona Sevin'i söyledin mi?"
Sezin bakışlarını kaçırdı.
"Sezin?"
"Söylemedim Ali"
"Neden?"
"Bilmiyorum. Kızımı o kadar korumaya odaklanmışım ki başta söylemedim sonra da..."
"Güzelim bu adam sevgilin olmak istiyor. Sana karşı duyguları var ve belli ki sende ondan etkilenmişsin. Sevin'i bilmemesi yalan söylemenle eş değerde"
"Haklısın... Ya... etkilendim, kabul ediyorum ama sanki boynumda bir tasma var ve ileri gidersem geri çekecekmiş gibi hissediyorum. Kendimi tam anlamı ile özgür bırakamıyorum Ali"
Ali, kadının yanaklarını avuçladı.
"Senin tasman yok, sen özgür bir kadınsın. Canının istediği her şeyi yapma özgürlüğüne sahipsin. Eğer Mithat kızını öğrenince istemezse siktir git deme lüksü senin elinde. Ama şunu bil ki seven adam sevdiği kadının sahip olduğu her şeyi sever"
Sezin gerçekten mi der gibi yüzünü buruşturunca Ali hemen savunmaya geçti.
"Aman tamam! Bir tane dallama bey buldun diye hepimizi yakma. Her kadın bir değil, her adam bir değil"
Sezin her dallama bey lafını duyduğunda gülmeye başlıyordu. Artık Emrah demiyorlar dallama bey diyorlardı. Yine gülümsedi.
"Tamam, en kısa zamanda söyleyeceğim"
"İyi... Bu yakın zaman kızın gelin olmasına denk gelmesin ama"
Ali kıkırdayarak odanın kapısına doğru gitti. Kadınların istediği zaman konuları uzun zamana yayabileceklerini biliyordu.
Sezin çalışırken bir iki defa eli telefona gidip geldi. Mithat'ı aramak istiyordu ama neden tereddüt ettiğini bilmiyordu. Bunun çocukça olduğuna karar verip ekran kilidini açtı. Aynı anda yeni mesaj iletisi geldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BONİTA (Tamamlandı)
RomanceBir insan kaç defa düşer ve kaç defa kalkar? Her düştüğünde parçalanan dizlerine inat tekrar ayağa kalkmak için savaş verdi. Her kalkış onu başka bir kadın yaptı. Bir kadının yaşadıklarının içinde yaşattığı vurgunları, sorgulamaları, saf duygularını...