Bölüm 14

5.3K 690 286
                                    

Sezin kızı ile geçirdiği geceden sonra daha iyi hissediyordu. Sevgi adına doyurucu bir gece geçirmenin huzuru ile doluydu. Çalışanların selamlamaları arasından geçip odasına çıktı. Tanem ayakta onu bekliyordu.

"Hayırdır, hazırolda bekliyorsun"

"Sabahtan beri hepimiz hazıroldayız Sezin Hanım"

"Neden?"

"Toplantı var ya"

"Bu şirkette her gün toplantı oluyor Tanem"

"Bay Marek toplantıyı biraz genişletti. Tüm bölümlerin genel müdürleri dahil olacak"

"Bir neden sorusuna daha hakkım var mı?"

"Var ama cevabını ben bilmiyorum"

Sezin başını yana eğip odasına girdi. Vardır bir bildiği diye düşündü. Tanem hemen ardından onu takip ediyordu.

"On dakika önce geldiler ve şu an toplantı salonunda herkesin gelmesini bekliyorlar"

Sezin'in gözleri kocaman açıldı. Genelde en son Bay Marek gelirdi. Geç kalmazdı ama beklemezdi de. Neler oluyordu acaba.

"Bu gelen kim Tanem, sen bir şeyler duymuşsundur. Hepimizi ilgilendirecek kadar büyük bir toplantı olduğuna göre çok önemli biri"

"Bay Marek'in asistanının dediğine göre antropologmuş"

Sezin'in şaşkınlıkla tek kaşı kalktı. Antropologla ne işleri vardı ve tüm departman müdürlerini ilgilendiren konu neydi. İş giderek gizemli bir hal alıyordu. Yerinde oturmuş düşünürken Tanem bir süre bekledi fakat daha beklerse toplantıya geç kalacaktı.

"Sezin Hanım artık gitseniz iyi olacak. Beş dakika kaldı"

Sezin kalkıp üzerini düzeltti. Saçlarını savurdu. Tanem'e döndüğün de gülümseyen onayını aldı. Kıza göz kırpıp emin adımlarla odadan çıkıp büyük toplantı salonuna ilerledi. Salonun çift kanatlı kapısı açıktı. Daha girişte masanın başında oturan Bay Marek'i gördü. Diğer müdürlerde geldiğini görünce gülümsedi. "Herkese günaydın" diyerek Ali'nin yanındaki sandalyeye ilerledi. Ali hemen kalkıp oturması için kibarca yardımcı oldu.

"Teşekkür ederim Ali Bey, çok naziksiniz"

"Her zaman Sezin Hanım"

İki arkadaş birbirlerine gülümsediler. Marek de ellerini masanın üzerinde bağlamış tebessümle Sezin'e bakıyordu.

"Sezin hoş geldin"

"Hoş buldum efendim. Nasılsınız?"

"Gayet iyiyim. Yorucu bir hafta oldu senin için"

"Sorun değil, hafta sonu dinlenirim"

Marek kaşlarını kaldırıp indirince Ali kulağına eğilip sessizce "Daha kemiklerinde kalan eti sıyıracak" dedi. Sezin gülmemek için dudaklarını sıktı. Erkut ve şu meşhur misafiri göremeyince başlamak için onların gelmesini beklediklerini düşündü. Ali'nin önündeki kahve bardağına uzanıp baktı, bitmişti.

"Ne ara içtin? Bana da alsana"

Ali ceketini düzeltip "Buradaki en önemli genel müdürüm hiç sana hizmet edemem" dedi.

"Ya senin bu binaya girince içine ne kaçıyor?"

"Şu masanın başında oturan amca"

İki arkadaş baş başa vermiş fısıltı ile konuşup gülüşüyorlardı. Herkes yanındaki ile kısa sohbetler yapıyordu. Kapının arkasındaki kahve makinesinin önünde duran adam dikkatle kadının hareketlerini izliyordu. Kahve fincanının içine bakması, yanındaki adam ile fısıltı ile konuşup güzel gülüşünü sunmasının hepsini izledi. Fincana kahve doldurup yavaş adımlarla ilerledi ve kadının yanından uzanıp bardağı önüne bıraktı.

BONİTA (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin